29 Mart 2008 Cumartesi

Eurobind Kapak Takma Makinesi

Prototipi 2004 sonbaharında Heidelberg’in Leipzig fabrikasında sergilenen Eurobind 4000 kapak takma makinesi ilk sınavını IPEX 2006’da verdi.

Ziyaretçiler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanan Eurobind 4000, 4000 kitaplık maksimum hızı ile yüksek otomasyon ve verimlilik sunmanın yanısıra poliüretan veya sıcak tutkalın aktarılması için kullanılan merdane ve tutkal püskürtme sisteminin kolaylıkla değiştirilebilmesi maksimum esneklik sağlamaktadır.

Bu poliüretan teknoloji sayesinde ise yüksek kalitedeki broşürlerin ve kitapların üretimi verimli ve düşük maliyetli olmaktadır. Eurobind 4000 ayrıca modüler yapısı sayesinde kolaylıkla müşteri ihtiyaçları doğrultusunda kişiselleştirilebilmektedir. Prinect dijital iş akışına entegre edilebilme özelliği, hassas sırt hazırlığı ve yüksek seviyedeki tutkal uygulaması ile Eurobind 4000 kapak takma makinesi yüksek kalite ve verimlilikte üretimi garanti etmektedir. Kısa hazırlık süresi sunan ve 140 ila 450 mm yükseklikte, 100 ila 320 mm genişlikte ve 2 ila 60 mm kalınlıktaki dergileri, broşürleri, kitapları ve yıllık raporları kapak takma işleminden geçirebilen Eurobind 4000 sık iş değişimlerinin de dahil olduğu düşük ve orta tirajlı işlerde dahi düşük maliyetli üretim sağlamaktadır. Kapak gramajları 120 gr/m² ila 380 gr/m² arasında değişirken iç sayfalar 60 gr/m² ila 135 gr/m² arasında olabilmektedir.

Kesintisiz Üretim ve Akıllı Kontrol Sistemi

Eurobind 4000, birbirleriyle bağlı olan dokunmatik ekranlar tarafından kontrol edildiğinden ünitelerin ayrı ayrı veya tüm sistemin istenilen noktadan çalıştırılabimesi mümkün olmaktadır.

Heidelberg’in diğer makinelerinde bulunan dokunmatik ekranlar baz alındığından ergonomik tasarım ve kendinden açıklamalı yönlendirmelerle kullanıcı makineyi pratik şekilde çalıştırabilmektedir. Manuel ve otomatik ayar alternatiflerinin akıllı bir kombinasyonunu barındıran Eurobind 4000, kısa hazırlık süresi için gerekli altyapıyı hazırlarken kontrol sistemi sürekli olarak yüksek kalitede üretimi garanti etmektedir. Kapak tutma bölümü ile üç ağız bıçak bölümü arasında bulunan soğutma alanı özel ihtiyaçlara göre adapte edilebilmektedir. Standart soğutma bölümüne (soğutma kulesi ve kayışlar) alternatif olarak ürünü hafif bir açı ile sırtın ünitesinde transfer eden bir sistem sunulmaktadır. Böylelikle ciddi oranda yer tasarrufu sağlanabilmektedir. Tiraja bağlı olarak kullanıcılar Eurotrim 4000 (yüksek ihtiyaçlar için) veya Eurotrim 4000A (sık ebat değişimlerinin yaşandığı düşük ve orta tirajlar için) Heidelberg kapak takma makineleri serisinin en üst modeli olan Eurobind 4000, endüstriyel ölçekli matbaalar ve yüksek kapasite ile çalışan mücellithanelerin ihtiyaçlarına cevap vererek seriyi tamamlayan son halka olarak tasarlandı.

SICAK SELEFON

Sıcak selefon nedir, tutkallı selefona göre avantajları ve dezavantajları nelerdir ? Sıcak selefonun tabaka maliyeti tutkallı selefona göre kıyasla ne kadardır ? Tutukallı selefonla kaplanabilen baskı yapılmış her malzeme sıcak selefonla kaplanabilir mi ? Sıcak selefonun kaplama malzemesi temini, tutkallı selefonun kaplama malzemesi temini kadar kolay mıdır ? Tutkallı selefonda kullanılan kaplama malzemesi ile sıcak selefon yapılabilinir mi ? Kuşe çıkartma ve benzeri yapışkanlı malzemelerin kaplanması bu teknikle sorunsuz bi şekilde yapılabilinir mi ?


sıcak selofon kaplanacağı yüzeye ısı ile yapıştırılan bir baskı koruma sistemidir. Tutkal kullanılmaz. Selofon termal yoldan korunacak yüzeye yapıştırılır. amonyak-tutkal vs. kimyasal kullanılmadığı için sağlık açısından tercih sebebi olabilir. otomasyona daha uygundur.

malzeme temini kolaydır ve ısıdan etkilenmeyecek, düz satılı her tür malzemeye uygulanabilir.

kuşe ve çıkartma kağıtlarına uygulanabilir. kg cinsinden satıldığı için kalınlığı daha fazla olduğu için maliyeti biraz daha yüksek olabilir. tam fiyat veremiyorum, bilgisi olanlardan katkı bekliyoruz...
Şimdi sana daha net bilgi verebilirim.Normal Selefon 0,12 mikron x 0,92 = 11gr/m2 kulanılır. Yani m2 11 gr.Termel Selefon 0.24 mikron x 0,92 = 22 gr/m2 kulanılır. Yani m2 22 gr.yani tam iki katı selefon kullanılır.Normal Parlak selefonun kilo fiyatı 4,5-5 YtlTermal Parlak selefonun kilo fiyatı 6-7 Ytl (Çin malı) (RA Ambalaj Tel: 0212 565 72 71) Termal Parlak selefonun kilo fiyatı 12,5 Ytl (Süper Film Sanko A.Ş. Antep'te üretiyor)Termal selefonu bulamazsın, bulursan da istediğin ebat yoktur.Termalde; metalize, sedef ve özel selefon yok.Ama termal baskıyı daha iyi göstriyor. Problemsiz.Masrafı ise en az 3 katı.Alma derim. Hatta sakın.

rapida 105 isviçre nin en uzun baskı makineii(30 metreee:))

İsviçre’nin en uzun baskı makinesi...
Model PrimePac 15 üniteli Rapida 105 aldı

KBA Radebeul fabrikasında başka, 15 baskı, kaplama ve kurutma üniteli makineler de üretilmişti ama Model PrimeMac’in aldığı sistem olan ve düz bir hat üzerinde bu kadar çok birim içeren bir baskı sistemi İsviçre için bir ilk... Önemli bir oluklu karton ve karton ambalaj ürünleri sağlayıcısı olan Model Holding’in on üç fabrikası var. Grubun ayrıca on ambalajlama ve beş de satış dükkanı bulunuyor. Weinfelden’deki holdingin toplam 2700 çalışanı var 2005 ciroları da 44 milyon dolar. St Galen kantonunun Au kentindeki Model PrimePac söz konusu makine siparişini birkaç ay önce vermişti. 15 birimli baskı makinesi şirketin özellikle kaplama olanaklarını çeşitlendirmesini sağlamış oluyor. Makine bir lak, iki kurutucu ve sekiz baskı birimini izleyen ikinci bir lak, iki kurutucu ve bir lak ünitesine ek olarak çift boy uzatılmış çıktı bölümüne sahip. Yaklaşık 30 metre boyundaki makine, İsviçre’deki en uzun özel yapılandırılmış Rapida 105
Resim

Speedmaster CD 74 ve CD 102 ile Soğuk Varak Uygulaması

Heidelberg, ofset baskıya uygun yenilikçi bir soğuk varak uygulaması geliştirdi. Speedmaster CD 74 ve CD 102 için geliştirilen soğuk varak modülü, 70 gr/m2 ila 400 gr/m2 arasındaki her türlü malzemeye yüksek kalitede folyolu metalik uygulamalarının yapılabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu yeni teknoloji sayesinde etiket matbaacıları, ambalaj matbaacıları ve ticari matbaalar, pazarın yüksek kalitedeki yüzey uygulamalarına olan taleplerine cevap verebilecektir.

Soğuk varak yaldızın sıcak varak yaldız uygulamasına göre avantajları bulunmaktadır. İnce yapılarla (structure)metin, çizgi ve tram (screen) gibi elemanlarda büyük başarı elde edilen ve kısa tirajlarda sık iş değişimlerinde verimlilik sağlayan soğuk varak uygulaması ayrıca klasik ofset baskı kalıbı kullanılarak yapılabilmesinden dolayı kısa hazırlık süresini sunmaktadır. Yeni işlem sayesinde ise saatte 15.000'lik hıza ulaşabilmesine karşın mükemmel register hassasiyeti elde edilmektedir.

44 kişilik kadrosu ile CD 74'ün soğuk varak modülünü kullanan etiket matbaası Sebastian Wolf GmBH'nin genel müdürü Alessandro Compagni görüşlerini şu şekilde özetledi: Müşterilerimizin yeni varak teknolojimizden etkileneceklerine ve bu teknolojiyi takdir edeceklerine hiç kuşkumuz yok. Matbaa açısından baktığımızda ise yeni uygulamanın sağladığı zaman tasarrufunun verimliliğimize katkısının son derece olumlu yansıdığını büyük bir memnuniyetle söyleyebiliriz. Speedmaster CD 74 ile gerek dahili gerekse harici üretim, önceki varak uygulamamızdan çok daha hızlı gerçekleştirilebiliyor.

Marifetli İşlem

Soğuk varak uygulaması için iki ünite gerekmektedir. Birinci ünite klasik baskı kalıbı aracılığıyla tutkal malzemenin tamamına veya bir kısmına uygulanırken ikinci ünitede folyonu tutkala yapıştırılması işlemi gerçekleştirilmektedir. Folyo kauçuk ve baskı silindirlerinin arasından beslenmektedir. Kauçuğun basıncı folyonun metal katmanı tutkalın uyguladığı bölümlere transfer etmektedir. Tabaka makineden çıkartıldığında ise bu metal katman malzemede kalmaktadır. En önemlisi ise bu iki ünite soğuk varak uygulaması tamamlandıktan sonra ofset baskı amaçlı kullanılabilmektedir.

Speedmaster CD 74te Çift Lak Ünitesi Avantajları

Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L (10 baskı üniteli, tabaka çevirme sistemli, çift lak üniteli 50x70 cm baskı makinesi) verimlilikte bir adım daha atmakta. Tabaka çevirme aparatından önünde ve arkasında bulunan lak üniteleri, basılan tabakaların daha hızlı şekilde kurumasını ve böylelikle minimum sürede bir sonraki aşamaya transfer edilmesini sağladığından %30 oranında zaman tasarrufu elde edilebilmektedir. Ön/arka baskıda koruyucu lak uygulayarak kuruma süresini kısaltan yeni konsept hızlı kurumaya ek olarak genel ve özel uygulamalar için de ilave avantajlar sağlamaktadır. Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L tasarımı sayesinde matbaalara tek geçişte ön/arka baskı ve her iki yüze lak uygulamanın avantajını, esnekliğini ve verimliliğini sunmaktadır.

Heidelberg’te küçük ve orta ebat ofset baskı makinelerinden sorumlu Ürün Müdürü Bernd Blumberg, Speedmaster CD 74’deki yenilik ile ilgili şunları söyledi, “ Sektörde 50x70 cm ebadında, Heidelberg’in haricinde hiçbir üreticinin sunamadığı çift lak uygulaması ile Speedmaster CD 74 yepyeni bir konsepte adını yazdırdı. Bu özellik ile müşterilerimize ilave verimlilik ve kalite sağlamamızın yanısıra onlara özel uygulamalardaki çeşitliliklerini ve esnekliklerini artırma imkanı da tanımış olduk. “

Satış rakamlarına ve beklentilere de değinen Blumberg şu şekilde devam etti, “ Speedmaster CD 74, tanıtıldığı ilk günden bu yana pazar tarafından çok iyi kabul görmüş ve aralarında teknoloji ve dizayn ödülleri de olmak üzere birçok başarıya imza atmış bir baskı makinesidir. Şu ana kadar 5000’nin üzerinde CD 74 baskı ünitesi kurduk ve bunların 400 adedi 8 veya 8’in üzerinde baskı ünitesi bulunan makinelere aittir. Çok üniteli Speedmaster CD 74 sayısı gün geçtikçe artmakta ve talep grafiği giderek yükselmektedir. Drupa 2004’teki tabaka çevirme sistemini tanıtmamızdan çok kısa süre sonra tanıttığımız yepyeni özellik olan çift lak ünitesi ile CD 74’ün esnekliğini, ürün yelpazesini ve verimliliğini olduğundan daha da ileriye taşıyarak 50x70 cm ebadındaki CD 74’e rakipsiz avantajlar sağlayarak rekabette ulaşılması güç bir pozisyona taşıdık. Planlamalarımızda da bundan sonra kurulacak olan Speedmaster CD 74 makinelerinin %30’unun çift lak üniteli olmasını öngörmekteyiz.”

Speedmaster CD 74 ile Saatte 18.000 Tabaka

Çıkış ünitesindeki yarı otomatik istif değişim sistemi ve nonstop çalışma ile 50x70 cm ebadında rakipsiz özellikler sunan Speedmaster CD 74, 18.000 tabaka/saat’lik yeni maksimum ve güvenli üretimi ile ilave verimlilik sunmaktadır. Daha önce 15.000 tabaka/saatlik maksimum hıza sahip olan Speedmaster CD 74, IPEX 2006’da 18.000 tabaka/saatlik maksimum hız ve yeni verimlilik paketi ile ziyaretçilerin beğenisine sunulmuştu.

Zar inceliğindeki kâğıttan, kartona kadar çok çeşitli malzemenin basılabildiği Speedmaster CD 74’ün yenilikler paketinde bulunan yeni tasarımlı emici kafa ve yeni otomatik istif yükseltme kontrol sistemi, CD 74’ün 18.000’lik maksimum hıza erişmesine destek vermektedir. Speedmaster CD 74, 18.000 tabakalık yeni hızı ile ticari, ambalaj ve etiket matbaacılarına farklı malzeme ve farklı tirajdaki işlerinde büyük avantajlar sağlamanın yanısıra hem düşük hem de yüksek tirajlı işleri bulunan matbaaların da verimlilik açısından ilgilerini çekmektedir.

{mosimage}

Hızlı Speedmaster CD 74’ü aylardır test eden Avustralya’lı Estermann Matbaasının Genel Müdürü Peter Estermann, görüşlerini şu şekilde paylaştı, “Genellikle bir işi basarken tabakaları makineden düzgün şekilde geçirebiliyorsanız işin yarısını yapmış sayılırsınız. CD 74’ün besleme ünitesi her türlü kâğıdı, hatta en zor olan çok ince kâğıtları dahi hiçbir problem olmadan makineye besleyebilmekte ve kağıt sorunsuz şekilde makinedeki yolculuğunu tamamlayabilmektedir. Ayrıca verimlilik ve güvenli üretim maksimum seviyede olmaktadır. 100.000 tabakalık bir işi, hazırlık süresi dâhil olmak üzere 6 saatte tamamlayabilmek son derece büyük bir başarı hissi ve keyif vermektedir.” 18.000 tabaka/saat maksimum hız ve yenilikler paketi Ekim 2006 sonrasında opsiyonel olarak sunulacaktır. Bu opsiyonel paketin içerisinde yeni emici kafa, yeni otomatik istif yükseltme kontrol sistemi, mürekkep ünitesi ısı kontrolü, besleme ve çıkış üniteleri için Statik Star Advanced anti statik sistemi ve yüksek hızlarda hassas pudralama sağlayan PowderStar toz püskürtme sistemi bulunmaktadır. Ayrıca lak ünitesi bulunan makinelerde DryStar Combination kurutucularının bulunduğu uzun çıkış ünitesinin donanıma dahil edilmesi gerekmektedir. Otomatik İstif Yükseltme Kontrollü Yenilikçi Emici Kafa Heidelberg, Speedmaster CD 74’ün sorunsuz ve iz oluşumuna izin vermeyen tabaka transferini “Akıllı Tabaka Transferi” terimi ile anlatmaktadır.

CD 74’ün yeni tasarımlı emici kafası sayesinde tabakalar, hassas ve güvenli şekilde makineye beslenmekte ve hızlı, kolay ve pratik ayarı sayesinde %20 oranında zaman tasarrufu sağlamaktadır. Fonksiyonel bir tasarıma sahip olan emici kafa sayısız hava kanalı barındırmakta ve gerek kaldırıcı gerekse ilerletici hava, parametreler aracılığıyla kontrol edilmektedir. Yeni tasarımlı ve patentli kaldırıcı emiciler çok çeşitli malzemeye otomatik olarak adapte edilmektedir. Ayrıca tüm besleme ünitesi ayarları saklanabildiğinden, tekrar işlerde büyük avantaj sağlanmaktadır. Emici kafa, besleme ünitesindeki tabakaların makas kısmında bulunan yarı otomatik istif kaldırma kontrolü ile bağlantıdadır. 18.000’lik maksimum hızı bulunan makinelerde standart olan bu özellik, diğer makinelerde opsiyonel olarak sipariş edilebilmektedir. Otomatik istif yükseltme kontrolü, tabaka istifini ve emici kafanın yüksekliğini otomatik olarak ayarlanmaktadır.

Şuana kadar matbaacıların emici kafa ayarını manuel olarak yapmaları ve besleme ünitesini göz kontrolünde tutmaları gerektiğinden dolayı yeni sistem matbaacılara ilave verimlilik ve güvenli üretim sunmaktadır. Bu sistem sayesinde istif düzgün olmamasında dahi mükemmel tabaka transferi garanti edilmektedir. Sonuç ise 18.000 tabaka/saat veya diğer bir deyişle saniyede beş tabakanın beslendiği yüksek hızdaki güvenli üretim olmaktadır.

Dünya Prömiyeri: PM 52 10 P

Heidelberg, sektörde gün geçtikçe artan bir büyüme trendinde olan 35x50 cm ebadı için dünyanın ilk on renkli baskı makinesi olan Speedmaster SM 52_10_P’yi geliştirdi. Ön/arka baskı özelliği bulunan Speedmaster SM 52_10_P’nin sekiz renkli versiyonu ilk kez Drupa 2004’te gösterilmişti.
{mosimage}
Speedmaster SM 52_10_P ile ticari matbaalar tek geçişte tabakanın her iki yüzüne baskı yapmanın yanısıra özel renkleri veya lakı da bu tek geçişte her iki yüze uygulayabilme esnekliğine ve üretim verimliliğine kavuşacaktır. Basılan ürünün korunması ve baskı sonrası aşamaya geçişi hızlandırması açısından tercih edilen vernik uygulaması ise SM 52_10_P ile son derece kolay olmaktadır. Sonuç olarak “SM 52_10_P, sık iş değişimi yaşayan ve düşük tirajlarla çalışan matbaalar için ideal bir çözümdür.”

Heidelberg, 35x50 cm ebadındaki çok üniteli ve ön/arka baskı yapabilen makineleri ile ticari matbaaların endüstriyel üretime geçmelerini sağlayan bir kapı açtı. Kısa üretim süreleri, arttırılmış esneklik ve maksimum verimlilik bu makineye yatırım yapan matbaacılar için yeni pazar fırsatları yaratmalarının yanısıra büyük bir rekabetçi avantaj sağlamaktadır. 2006 yılının son çeyreğinde satışa sunulacak olan 10 renkli Speedmaster SM 52_10 P, 2005 yılından bu yana Almanya’nın Stuttgart kentinde bulunan Kohlhammer Matbaası tarafından test edilmektedir. Matbaanın Genel Müdürü Steffen Franzisi görüşlerini şu şekilde paylaştı, “Makine kurulduktan bir ay sonra SM 52_10P’de bir milyon baskıya ulaştık. İki vardiya halindeki çalışmamızda tek yüzde 4 ve diğer yüzde 6 renk bulunan kapaklar, broşürler ve föyler ürettik. Normal bir günde tirajı 3000 ila 5000 civarında değişen 15’in üzerinde yüksek kalitedeki işi tamamlayabiliyoruz. En şaşıtıcı tarafı ise çok düşük tirajlarda dahi kısa hazırlık süresi ve problemsiz baskı sayesinde yüksek verimlilik sağlayabilmemizdir. Bir vardiyada tamamlayabildiğimiz işleri artık yarı sürede bitirebiliyoruz.”
{mosimage}
En üst kalitede ön/arka baskı

Speedmaster SM 52_10’da tabaka çevirme sistemi dördüncü veya beşinci baskı ünitesinden sonra takılabilmektedir. Çok üniteli baskı makinelerinde hayati bir önem taşıyan tabaka transfer sistemi Drupa 2004 sonrasında tamamen elden geçirildiğinden çok sayıda değişiklik yapıldı. Bu değişiklikler arasında bulunan mürekkep tutmayan Transfer Jacket Plus transfer silindir ceketi ve tabaka çevirme sisteminden sonraki baskı silindirlerine takılan Perfect Jacket Plus, tabakanın her iki yüzünde mükemmel baskıyı garanti etmektedir. Çapı küçültülen ve Transfer Jacket Plus bulunan tabaka çevirme tamburu izsiz tabaka çevirme sağlamaktadır. Kapalı tabaka yönlendirme plakaları ve transfer silindirleri ise problemsiz tabaka transferi sunmaktadır. Çıkış ünitesinde bulunan tabaka frenindeki orta emici bant, hava panelleri ile değiştirilerek tabakanın hava yastığı üzerinde transfer edilmesine imkan tanımaktadır. Böylelikle tabakanın hem ön yüzünde hem de arka yüzünde maksimum baskı alanı kullanılabilmektedir. Hem tek yüze baskı hem de ön/arka baskıda 13.000’lik maksimum hıza çıkabilen SM 52_10P’de bulunan mürekkep ünitesi ısı kontrol sistemi yüksek kalitedeki baskının yüksek tirajlarda dahi sürekliliğini sağlamaktadır.

Kalitesi kanıtlanmış küçük ebat baskı makinesi

95’ten bu yana yaklaşık 24.000 adet baskı ünitesinin kurulduğu SM 52, 96’dan itibaren yüksek çıkış ve mürekkep ünitesi ısı kontrol sistemi ve 98’den itibaren UV konfigürasyonlu olarak sipariş edilebilmektedir. 2000 yılındaki uzun ve yüksek çıkış ve lak sistemli makine 2002’de dahili şekilli kesim sistemi ile bir ilke imza attı. Makinenin son baskı ünitesinden sonra yer alan şekilli kesim ünitesi sayesinde SM 52’de baskı, şekilli kesim, perforaj ve pilyaj işlemlerini tek geçişte yapmak mümkün olabilmektedir. Endüstriyel üretim yapan matbaalar SM 52’yi, düşük tirajların kazançlı şekilde üretilebilmesini sağladığından, büyük ebatlı baskı için değerli bir destek olarak tanımlamaktadır. Diğer yandan küçük ve orta ebatlı ticari matbaalar SM 52’yi çok geniş bir ürün yelpazesini işleyebilen ve matbaada bulunması gereken standart bir makine olarak görmektedir.

Speedmaster CD 74te Çift Lak Ünitesi Avantajları

Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L (10 baskı üniteli, tabaka çevirme sistemli, çift lak üniteli 50x70 cm baskı makinesi) verimlilikte bir adım daha atmakta. Tabaka çevirme aparatından önünde ve arkasında bulunan lak üniteleri, basılan tabakaların daha hızlı şekilde kurumasını ve böylelikle minimum sürede bir sonraki aşamaya transfer edilmesini sağladığından %30 oranında zaman tasarrufu elde edilebilmektedir. Ön/arka baskıda koruyucu lak uygulayarak kuruma süresini kısaltan yeni konsept hızlı kurumaya ek olarak genel ve özel uygulamalar için de ilave avantajlar sağlamaktadır. Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L tasarımı sayesinde matbaalara tek geçişte ön/arka baskı ve her iki yüze lak uygulamanın avantajını, esnekliğini ve verimliliğini sunmaktadır.

Heidelberg’te küçük ve orta ebat ofset baskı makinelerinden sorumlu Ürün Müdürü Bernd Blumberg, Speedmaster CD 74’deki yenilik ile ilgili şunları söyledi, “ Sektörde 50x70 cm ebadında, Heidelberg’in haricinde hiçbir üreticinin sunamadığı çift lak uygulaması ile Speedmaster CD 74 yepyeni bir konsepte adını yazdırdı. Bu özellik ile müşterilerimize ilave verimlilik ve kalite sağlamamızın yanısıra onlara özel uygulamalardaki çeşitliliklerini ve esnekliklerini artırma imkanı da tanımış olduk. “

Satış rakamlarına ve beklentilere de değinen Blumberg şu şekilde devam etti, “ Speedmaster CD 74, tanıtıldığı ilk günden bu yana pazar tarafından çok iyi kabul görmüş ve aralarında teknoloji ve dizayn ödülleri de olmak üzere birçok başarıya imza atmış bir baskı makinesidir. Şu ana kadar 5000’nin üzerinde CD 74 baskı ünitesi kurduk ve bunların 400 adedi 8 veya 8’in üzerinde baskı ünitesi bulunan makinelere aittir. Çok üniteli Speedmaster CD 74 sayısı gün geçtikçe artmakta ve talep grafiği giderek yükselmektedir. Drupa 2004’teki tabaka çevirme sistemini tanıtmamızdan çok kısa süre sonra tanıttığımız yepyeni özellik olan çift lak ünitesi ile CD 74’ün esnekliğini, ürün yelpazesini ve verimliliğini olduğundan daha da ileriye taşıyarak 50x70 cm ebadındaki CD 74’e rakipsiz avantajlar sağlayarak rekabette ulaşılması güç bir pozisyona taşıdık. Planlamalarımızda da bundan sonra kurulacak olan Speedmaster CD 74 makinelerinin %30’unun çift lak üniteli olmasını öngörmekteyiz.”

Heidelberg Bilgisayardan Kalıba Pozlama (CtP) Makineleri

Kolay Kalıp Yükleme

Kaset taşıyıcısı, kasetler yüklendiğinde dik konuma getirilebildiğinden kalıpları yerleştirmek son derece kolay olmaktadır. Bu esneklik özellikle küçük mekanlarda çalışıldığında veya kaset taşıyıcısı dar kapılardan geçirildiğinde büyük fayda sağlamaktadır. Kaset taşıyıcısı yatay konuma getirildiğinde fazla güç harcamadan SCL veya MCL’nin Prosetter’a yüklenmesine imkan tanımaktadır. Kasetler Prosetter’a yerleştirildiği anda kalıp pozlama makinesi çalışmaya hazır duruma gelir.

Prinect CP2000 Center'a Bağlantı

Kalıp üretiminin baskı makinesinin kontrol masası Prinect CP 2000 Center’dan kontrol edilmebilmesi sayısız avataj sunmaktadır.

Avantajları

*Baskı operatörü herhangi bir baskı öncesi bilgiye sahip olmasa dahi Prinect CP 2000 Center’ın monitöründen pozlanmasını istediği işin dosyasını seçip baskı odasından kalıp pozlama işlemini başlatabilir.

*Pozlanacak işlerin sırası ihtiyaca göre değiştirilebilir.

*CP2000 operatörü bir bakışta hangi kalıbın pozlandığını ve sırada bekleyen işleri görebilir.

Kalıpların Mükemmel Şekilde Yeniden Üretilmesi

Prosetter’ın hassas entegre ısı kontrol sistemi ve pozlama ayarları kalıpların mükemmel şekilde yeniden pozlanmasına imkan vermektedir. Böylelikle tüm set yerine sadece ihtiyaç duyduğunuz kalıbı pozlayabildiğinizden ciddi bir zaman tasarrufu sağlanmaktadır.

{mosimage}

Gümüş Bazlı ve Fotopolimer Kalıplar

Kalıp tipi Prosetter için problem olmamaktadır. Prosetter isteğiniz doğrultusunda değişik markalarda gümüş bazlı veya fotopolimer kalıp arasında seçim yapmanıza imkan tanımaktadır. 30mW gücündeki lazer kafası her iki kalıp tipine kolaylıkla ayarlanabilmekte ve hem gümüş hem de fotopolimer kalıp 400 ila 410 nm’lik spektral aralıkta pozlanabilmektedir.

Ebat Esnekliği Printmaster

QM 46’nın kalıp ebadı da dahil edildiğinden ebat esnekliği konusunda Heidelberg 8 A4 sayfası ebadındaki kalıp pozlama makinelerinde yeni standartlar belirlemektedir. Prosetter 102, Printmaster QM 46’dan Speedmaster SM 102’ye kadar tüm baskı makinelerinin ebatlarına uygun kalıp pozlayabilmektedir.

Entegre Punch Sistemi

Modeline bağlı olarak viyolet bazlı kalıp pozlama makineleri dört adede kadar entegre punch sistemi ile donatılarak tüm Heidelberg ve diğer üreticilerin birçok baskı makinesine uygun punchlama sunmaktadır. Kalıp, yüklenip

ortalandıktan sonra bir vakum aracılığıyla yerine sabitlenmektedir ve pozlama işleminden sonra kalıp seçilen baskı makinesine uygun şekilde punchlanmaktadır. Sonuç mükemmel register’de punchlama, minimize edilmiş hazırlık süresive hızlandırılmış üretim olmaktadır.

Heidelberg Suprasetter Ailesi

Kalıp idaresi, ebat çeşitliliği ve punchlama söz konusu olduğunda yeni Suprasetter serisi en üst seviyede çok yönlülük sunmaktadır. 4 ila 8 A4 ebatlı baz modelden Tek Kaset Yükleyicili (SCL) ve Çoklı Kaset Yükleyicili (MCL) tam otomatik modele kadar çok çeşitli konfigürasyon imkanı bulunmaktadır. Suprasetter serisi, tüm Heidelberg baskı makineleri ve diğer birçok üreticinin baskı makinelerine uyumlu kalıp pozlayabilmektedir. Suprasetter ayrıca verimli, hızlı ve mükemmel register’da punchlama metodu sunan entegre punch sistemi ile kalıbı her ebattaki baskı makinesine uygun hazırlamaktadır.

Yeni bir CtP sistemi üretim performansını artıracak potansiyeli sunmak zorundadır. Sadece teknolojik çalışmanızı geliştirmesi yeterli değildir. Bu nedenle Suprasetter’i geliştirirken tüm teknik yenilikleri bir araya getirmenin yanısıra CtP sektöründe yeni standartlar belirleyecek derli toplu tasarımlı, hızlı, güvenli ve kullanıcı dostu özelliklerin tamamını Suprasetter’da birleştirdik.

Döner Masalı Transfer Ünitesi

Suprasetter’ın tasarımı hem görsel hem de teknik açıdan rakipsizdir. Göz alıcı tasarımın içerisine baktığınızda orta bölümdeki iki seviyeli döner masa bir anda karşınıza çıkacaktır. Hareketli transfer ünitesi sayesinde Suprasetter her durumda esneklik ve verimlilik sunmaktadır. Bu metod, yükleme ve boşaltma işlemlerini birbirinden ayırlmakta ve kalıp üretimine olumlu katkıda bulunmaktadır. Dış drum teknolojisi ile birleştirildiğinde bu özellik manuel, yarı otomatik ve tam otomatik üretimde maksimum esneklik sağlamaktadır. Kalıp silindirinin yenilenen kalıp cetveli kalıbın kenarında az yer kapladığından maksimum pozlama alanı elde edilebilmektedir.

{mosimage}

Maksimum Punchlama Hassasiyeti ve Çok Yönlülük

Suprasetter serisi minimum süre ve maksimum verimlilikte en üst kalitede kalıp üretecek şekilde tasarlanmıştır. Bunu elde etmek için de maksimum register hassasiyeti sunan entegre bir punch sistemiyle donatılmıştır. Suprasetter’da kullanılan bu yeni punchlama metodu Heidelberg’in ve birçok diğer üreticinin baskı makinesine uygun punch sunmaktadır. Ayrıca ilave punch tiplerini zaman içerisinde eklemek de mümkün olmaktadır.


Heidelberg'in Yeni Lazeri

Sabit ve tamamen güvenli kalıp pozlama işlemini gerçekleştirebilmeniz için güvenebileceğiniz akıllı bir lazer sistemine sahip olmanız şarttır. Heidelberg tarafından geliştirilmiş yeni lazer mükemmel pozlama kalitesi ve maksimum verimliliğinin yanı sıra modüler yapısı sayesinde yeni lazer modüllerinin takılmasına imkan vermektedir. Böylelikle Suprasetter’ınız ihtiyacınız doğrultusunda daha hızlı ve verimli hale getirilebilmektedir. Derli toplu tasarımı ve modülerliği ise bu tip işlemlerin son derece hızlı ve yerinde yapılabilmesine imkan tanımaktadır.

Akıllı Diyod Sistemi (IDS)

Heidelberg’in yeni lazer sistemi maksimum güvenirlik sunmaktadır. Akıllı Diyod Sistemi (IDS), bir diyodun arızalanması veya yıpranması halinde dahi performansta düşüş olmasına ve üretimin aksamasına izin vermemektedir. Bir diyodun arızalanması halinde IDS, arızalanan diyodun sağ ve sol tarafına bakarak en büyük aktif diyod grubunu bulmaktadır ve üretime o aktif diyod grubu ile devam etmektedir.


Hassas Odaklanma

IDS’in yanısıra sistemin hassas odaklanma sağlaması üretimde ilave güvenirlik ve sabitlik sunmaktadır. Heidelberg’in yeni lazer sistemi optimum pozlama kalitesine ilave olarak kalıplarda dengesizlik olması durumunda dahi otomatik bir dengeleme fonksiyonunu devreye almaktadır.

Isı Sabitleyici

Suprasetter teknolojik özellikleri ile sadece mükemmel kalıp üretimi sunmamaktadır. Entegre ısı sabitleyicisi sayesinde kaliteyi etkileyecek ısı farklılıklarını önlemektedir. Sistem, Suprasetter’ın içerisindeki ısıyı sürekli olarak aynı seviyede tutarak, ısınan havadan dolayı genleşen alüminyum kalıplarda register problemleri oluşmasını engellemektedir. Böylelikle hassas register sağlanabilmektedir. Diğer kalıp pozlama makinelerinin air_condition’a ihtiyaç duydukları ortamlarda Suprasetter problemsiz çalışabilmektedir.

Kalıp Ebatlarında Çok Yönlülük

Yeni Suprasetter serisi gerek Heidelberg’in gerekse diğer üreticilerin heme hemen hepsinin baskı makineleri ebatlarına uygun kalıp üretebilmektedir. Suprasetter’a sahip olduğunuzda önümüzdeki uzun yıllar boyunca kalıp ebatlarında maksimum esnekliği elinizde bulunduruyor olacaksınız.

Otomasyon Seviyesine Siz Karar Verin

Suprasetter konsepti tarafından sunulan çok yönlülük seviyesi özellikle çok çeşitli kalıp idare alternatifleri ile değişmektedir. Konfigürasyon seviyeleri online banyo bulunan veya bulunmayan manuel makineden, Tek Kaset Yükleyici (SCL) veya Çoklu Kaset Yükleyici (MCL) bulunan tam otomatik makine olarak çeşitlilik göstermektedir. İhtiyaç halinde yeni gelişmeleri ilave etmek ve makineyi bir üst seviyeye getirmek hızlı ve kolay şekilde yerinde yapılabilmektedir.

Prinect Inpress Control

Heidelberger Druckmaschinen AG (Heidelberg), 9-11 Kasım tarihlerinde Almanya’nın Düsseldorf Şehrinde düzenlediği aktivite ile birlikte Speedmaster XL 105 ile birlikte çalışan yeni Prinect Inpress Control inline renk ölçüm sistemini tanıttı. Sistem Heidelbereg’in yeni 70x100 cm ebat aralığındaki makineleri ile birlikte kullanılamaya başlanacak. İlk teslimatlar 2007’nin ikinci çeyreğinde yapılmaya başlanacak. Prinect Inpress Control, Speedmaster CD 74 için Kasım 2006’nın ilerleyen günlerinde gerçekleştirilecektir.

Prinect Inpress Control, kalite kontrol striplerindeki renk ve register ölçümlerini ölçümlemektedir Yeni sistem baskı sürecinde önemli ölçüde zaman kazandıracaktır çünkü ayarlama sürecinde register kontrol edilip ayarlandığından tabaka çekmeye veya makineyi durdurmaya gerek kalmayacaktır.
Heidelberger Druckmaschinen AG Mühendislik ve İmalattan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Jürgen Rautert, “Prinect Inpress Control ile Heidelberg iş geçişlerini hızla gerçekleştirebilen standardize edilmiş matbaalar oluşturabilmek adına bir spektrofotometrik inline renk ölçüm ve kontrol sistemi geliştirmiştir. Önceden ürünün testlerini gerçekleştirdiğimiz müşterilerimizde baskı üretim maliyetlerinde kayda değer düşüş gerçekleşti.” Şeklinde konuyu özetledi.

Prinect Inpress Control’ün Avantajlarına Kısaca Bir Bakış
• Hızlı mürekkep ayarı ve mürekkep israfının önlenmesi: Mürekkep ve diğer ayarlar tabaka çekmeden baskı enasında gerçekleştirilebilmektedir.
• Spektral inline ölçüm doğrultusunda CMYK ve spot renklerde kusursuz sonuçlar.
• Sürekli baskı kalitesinin korunması ile müşteri devamlılığının sağlanması.
• Renk ölçümüne paralel olarak otomatik register kontrolü ve ayarlanması sayesine ekstra register ayarına ihtiyaç duyulmaması.
• Prinect CP 2000 Center’in dokunmatik ekranından ayarlama sayesinde matbaacının iş yükünün azalması

İlk Heidelberg Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L

İlk Heidelberg Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L (10 baskı üniteli, 2 lak üniteli, tabaka çevirme sistemli 50x70 cm makine), 1911 yılında Friedrich Vögeli tarafından kurulan ve İsviçre’nin Bern şehrinde bulunan Vögeli Matbaasına kuruldu. 6 aile üyesinin faal bir şekilde çalıştığı matbaa, 1200 m2’lik üretim alanı ve 35 kişilik personeli ile yılda 6.000.000 Avro’nun üzerinde ciro gerçekleştirmektedir.

İşvicre’deki en yaratıcı ve teknolojik matbaası haline gelen Vögeli Matbaası sahiplerinden Markus Vögeli yatırımlarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı, “ Müşterilerilere farklı fikirler sunmak ve bu fikirleri gerçeğe dönüştürmek bizim için çok önemli. Misyonumuz, müşterilerimizin ürünlerine ilave katma değer sağlamaktadır. 2006 başında matbaamıza kurulan Speedmaster CD 74-5+LY-P-5+L baskı makinemiz ile hayatımız değişti. Artık her iki yüze beş renk baskı ve lak uygulamasını tek geçişte gerçekleştirebiliyoruz. Tabakalar makineden çıkar çıkmaz baskı sonrası aşamaya gönderilebiliyor. Bu makine ile verimliliğimiz iki katına çıktı.” Son birkaç haftadır üç vardiyada çalıştırılan makine, ayda yaklaşık 1.7 milyon tabaka basımını gerçekleştirdi ve her vardiyada sadece tek bir operatör kullanıldı.

Vögeli’de tüm baskı makineleri ve Stitchmaster ST 400 tel dikiş makinesi, iş yönetimi ve faturalama sistemi Prinect Prinance ile bağlıdır. Markus Vögeli görüşlerini paylaşmaya şu şekilde devam ediyor, “ 0.06 ila 0.7 mm arasında değişen malzemelere baskı yapıyoruz ve tirajımız genellikle 3.000 tabaka civarındadır. Bu nedenle kısa hazırlık süresi, esneklik, verimlilik ve en önemlisi iş geçişlerinin münümum sürede tamamlanabilmesi bizim için hayati önem taşımaktadır. Yeni makinemiz ile tek geçişte çift lak uygulamasını gerçekleştirebilmemiz bize kalite ve verimliliğin yanısıra rekabetçi fiyat sunma imkanı da tanımaktadır. Ayrıca 60.5x74 cm’lik F formatı da bize büyük avantaj sağlamaktadır.

Müşterilerinin %40’ı İsviçre’li reklam ajansları olan Vögeli’nin müşteri portföyü ayrıca ilaç şirketleri, saat ve mücevher üreticileri ve gıda sektörünü de içermektedir. Broşür, iş raporları gibi çeşitli ticari işleme yönelen Vögeli bunun yanısıra yüksek kalitedeki üretim yapabilmenin avantajını kullanarak sanatçıların ve güzel sanatlar galerilerinin özel kataloglarını, kitaplarını, kartpostallarını ve davetiyelerini de basmaktadır.

Vögeli şu ana kadar 5.6 milyon baskıya ulaşan makineleri ile yaşadıkları olumlu deneyimleri ve makinelerinin performansı, verimliliği ve teknik özelliklerine olan güvenleri ile çok daha yaratıcı ve yüksek kalitede üretime geçmeyi planlamaktadır.

Heidelberg'ten Yeni Teknolojiler

Heidelberg Ön/Arka Baskı Teknolojisi

Heidelberg ön/arka baskı teknolojisinde maksimum kalite ve verimlilik için uzun yılların tecrübesini yeni teknik gelişmelerle harmanlamaktadır.

Sık iş değişimlerinin yaşandığı kısa ve orta tirajlı işlerde hızlı ve esnek çalışma için güvenli ve sabit üretim ön şarttır. Ön/arka baskı teknolojisinde ise zar inceliğinde kağıttan kartona ve hatta plastik malzemelere kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesinin problemsiz olarak makineden geçirilmesi ve tabakanın her iki yüzünde aynı yüksek kaliteye ulaşılabilmesi hayati bir konudur.

Perfektör (ön/arka baskı) sistemi bulunan makinelerde, tek yüze baskı yapan makinelere oranla daha yüksek verimlilik ve mükemmel baskı kalitesi elde edilmesini sağlayan üç faktör bulunmaktadır;

* Yüksek register hassasiyeti bulunan güvenli tabaka transferi
* Yenilikçi ve teknolojik, mürekkep tutmayan silindir ceketleri
* Yüksek seviyede otomasyon

Hassas ve Doğru Ön/Arka Baskı Verimliliği Artırmaktadır

Tabaka çevirme aparatının ana görevleri arasında, tabaka akışını bozmadan ve tabakaya herhangi bir zarar vermeden tek tarafı basılmış olan tabakayı mümkün olduğunca hassas ve hızlı şekilde çevirmek yer almaktadır. Baskı üniteleri sıra halinde dizilmiş olan baskı makinelerinin çoğunluğunda tabakanın etek kısmının makaslar tarafından yakalanması prensibi bulunmaktadır.

Diğer yandan Heidelberg, son 30 yıldır kendi geliştirdiği patentli “Kıskaç makaslar” prensibini kullanmaktadır. Bu patentli ve teknolojik makaslar gerek tek yüze baskıda gerekse de ön/arka baskıda sürekli olarak mükemmel tabaka transferi sağlamaktadır. Kıskaç makaslar, tabakaya yansıyan gücün etkisini minimize ederken tabakanın sürekli olarak aynı gergi ile tutulmasını ve maksimum hassasiyetle transferini gerçekleştirmektedir. Sonuç ise mükemmel register hassasiyeti olmaktadır.

Saatte 15.000 tabakalık baskıyı gerçekleştirebilen ön/arka baskı sistemli Heidelberg baskı makinelerinin verimliliğinde önemli rol oynayan bir diğer teknoloji ise çok daha yüksek üretim kapasitesi oluşturan ve Heidelberg tarafından geliştirilen “üç tamburlu tabaka çevirme” sistemidir. Mükemmel register hassasiyeti sunan sistemde bir transfer tamburu, bir saklama tamburu ve bir çevirici tambur bulunmaktadır. Heidelberg, eksantrik döner emicilerin bulunduğu saklama tamburu ve kıskaç makas sistemini kullanan çapı azaltılmış çevirici tambur ile en yüksek hızlarda dahi rakipsiz register hassasiyeti, sunmaktadır.

Üç Tamburlu Tabaka Çevirme Sistemi

Speedmaster CD 74’de saklama tamburunun önünde bulunan çift çaplı transfer silindiri ile, başarılı üç tamburlu tabaka çevirme sistemi bir adım daha geliştirildi. Silindir tabakayı, tabaka çevirme aparatının önündeki son baskı silindirinden almaktadır. Transfer tamburalarının malzemenin kalınlığına veya inceliğine göre açılıp kapanması, kalın malzemelerde büyük avantaj sağlarken her türlü malzeme için mükemmel tabaka transferi garantilenebilmektedir.

{mosimage}

Saklama tamburunda bulunan döner emici sistem, tabakayı mükemmel şekilde gerip hizalayarak en yüksek seviyede register hassasiyeti sağlamaktadır. Saklama tamburu ise en kalın malzemelerde dahi tüm tabakada eşit emiş uygulanmasını sağlamakta ve bu sayede tabakalarda dalgalanmaları engelleyebilmektedir. Sonuç olarak tabaka makas kısmından güvenli şekilde saklama tamburunda tutulabilmekte ve Heidelberg ön/arka baskı teknolojisi mükemmel register hassasiyetini sunabilmektedir.

Saklama tamburundan sonra yer alan kıskaç makaslı eksantrik şekilli tek çaplı çevirici tambur ise tek makas kapama hareketi ile tabakayı çevirdikten sonra tabakayı takip eden baskı ünitesine iletmektedir.

Heidelberg ön/arka baskı sistemli makinelerde tek yüze baskı yapıldığında da, ön/arka baskı sistemi bulunmayan makinelerdeki yüksek baskı kalitesi ve verimliliği elde edilmektedir. Prinect CP2000 Center makine kontrol sistemi aracılığıyla makine kolaylıkla ön/arka baskıdan tek yüze baskıya geçirilebilmektedir.

Mürekkep Tutmayan Transfer Silindiri Yüzeyi Sayesinde Yüksek Kalite

Silindir yüzeyleri, yüksek baskı kalitesi ve makinenin verimliliği için hayati bir konudur. Transfer silindirine sürtünmüş mürekkep, tabakanın basılmış yüzeyini kirletebilir, silindirin yüzeyinde yapılması gereken temizlik işlemlerini artırabilir ve bu nedenden dolayı silindir yüzeyinin çok daha kısa sürede yıpranmasına yol açabilir. Heidelberg tüm bu olumsuzluklara cevap olarak yenilikçi ve yüksek teknoloji sunan mürekkep tutmayan ve değiştirilebilen silindir ceketleri geliştirdi. TransferJacket Plus (transfer silindirleri için) ve PerfectJacket Plus (tabaka çevirme sistemi sonrasında gelen baskı silindirleri için) henüz kurumamış olan tabakanın herhangi bir mürekkep ve kalite kaybına uğramadan makine içerisinde transfer edilmesini sağlamaktadır.

TransferJacket Plus silindir ceketlerinin sırrı mürekkep tutmayan yüzeylerinde yatmaktadır. Nano teknolojisi kullanılarak geliştirilen bu silindir ceketleri, kalite ve verimlilik misyonunda büyük rol oynamaktadır. Tabakanın her iki yüzünde aynı yüksek kalitenin elde edilmesini ve silindirlerin yıkama süresini minimize ederek verimliliğin artmasına büyük katkı sağlamaktadır. 2004 yılında yapılan alan testlerinde %80’e varan zaman tasarrufu sağlanabildiği tespit edilmiştir.

Heidelberg tarafından geliştirilen seramik PerfectJacket Plus silindir ceketleri, yüksek kalite ve problemsiz tabaka transferini garantilemektedir. Özel bir yapıya sahip olan silindir ceketleri mürekkep tutmama ve kolay değiştirilebilme özellikleri ile büyük pratiklik sunmaktadır. Çelik silindirlerin yüzeyinde bir kat titanyum ve bir kat silikon kaplama bulunmaktadır.

Heidelberg bu tip silindir ceketlerinin sonradan makineye takılmasına imkan tanıyan ilk üretici konumundadır.

Son olarak çıkış bölümünde yer alan patentli Venturi tabaka yönlendirme plakaları, basılı tabakaları nazik bir şekilde iz oluşumuna maruz bırakmadan bir hava yastığı üzerinde taşıyarak çıkış istifine ulaştırmaktadır.

23 Mart 2008 Pazar

Ofsetteki Son Gelişmeler ve Dijital Baskı

6. Ofsetteki Son Gelişmeler ve Dijital Baskı (İndigo ve Zeicon)
Matbaacılıkta baskı işlerinde operatörü en çok zorlayan su-boya dengesinin ayarlanmasıdır. Çünkü su hem boyayı hem de kağıdı etkilemektedir. Makineniz ne kadar mükemmel olursa olsun, ayarlarınız ne kadar tam yapılmış olsa bile, su özellikle lif yapılı (III. hamur, I. hamur v.b.) kağıtların ebadında çok az da olsa açma yapabilmektedir. Çok hızlı makinelerde ise mürekkebin çabuk kurumaması, üst üste gelen baskılarda baskıyı diğer yüze geçirme gibi problemler meydana getirmiştir. Bu olumsuzlukları kaldırmak için suyun çabuk kuruması için suya alkol karıştırılması ve çabuk uçması sağlanmaya çalışılmıştır. Baskıda birçok iyileştirmeler getirmesine rağmen bu da insanları yüzde yüz tatmin etmemiştir.
Hem görüntü kalitesini arttıracak hem de su kullanmadan baskıyı gerçekleştirebilecek sistem geliştirme çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalarda da büyük ilerlemeler olmuştur. Kuru ofset diye bilinen (sistemde suyun kullanılmadığı) sistemler bulunmuştur. Fakat bu sistemler de tire işler çok güzel sonuçlar vermiş, kaliteyi ve tirajı arttırmasına rağmen yarımton (tramlı) işlerin baskısına izin vermemiştir.
Yüzyılımızın son çeyreğinde Japon TORAY firmasının geliştirdiği ve genelde TORAY Susuz Ofset Kalıp diye bilinen suyun tamamen ortadan kaldırıldığı sistem geliştirilmiştir. Bu kalıpların özelliği baskı kalitesinin artırılması ve baskı tirajının yüksek olabilmesidir. 80'lik tramı rahatlıkla elde edip basabilmektedir. Tek dezavantajı ise ortamdaki toz ve küçük çiziklerden çabuk etkilenmesi gibi kullanışsızlığıdır. Önümüzdeki yıllarda büyük ihtimalle ofset baskı sisteminde su tamamen ortadan kalkarak, 80'lik, 100'lük tramlı işler rahatlıkla basılabilecektir.
Masaüstü yayıncılıkla uğraşanların en büyük problemlerinden birisi; CMYK renklerin baskıda, ekranda göründüğünden farklı çıkması. Bu problemin sebeplerinden birisi, ofset baskının ve kâğıdın fiziksel niteliğidir. Bir başka neden ise, boya. Boya, ofset teknolojisinde, baskı esnasında su veya alkol ile karşılaşıyor. Bu kaynaşma, her ne kadar son model makinelerde en aza indirgenmişse de hâlâ var. Boyanın sıvı ile etkileşim içine girmesi, boyanın kutusunda iken gördüğümüz canlı rengini solduruyor.
Photoshop'ta görüntüyü çok büyüttüğünüzde ne görüyorsunuz? Pikseller yanyana dizilmiş değil mi? Pikseller irileşmiş, renkleri da belirgin. Peki, basılı bir fotoğrafı hiç büyüteç altında incelediniz mi? Gördüğünüz noktacıklı -rozet dediğimiz çiçeğimsi bir desen- bugünkü ofset teknolojisinde kullanılan halftone-screen'den kaynaklanıyor.
Film çıkış alırken, imagesetter'ın içindeki laser tabancısının ışınlamasını yönlendiren Lpi ve Dpi değerleri, yukarıda bahsettiğimiz bu desenin (Tram açıları) oluşmasını sağlıyor. Hareket edilen eleman "nokta" olduğu için, noktalar arasında boşluklar meydana geliyor. Bu yüzden, piksellerdeki renk, kayıplı olarak simule ediliyor. Ancak gelişen teknoloji ile İndigo ve Zeicon'da olduğu gibi, Contone-screen yapıda bir baskı yaygınlaştığı zaman "Ülkemize bu teknoloji bir kaç firma tarafından transfer edilmiş durumda" bu problemde tarihe karışacak. Aynı zamanda bu teknolojide (dy-sub) boya-su etkileşimi yok. Üstelik bu teknolojilerin bazı modellerinde CMYK renklere Orange, Green ve Violet eklenerek 7 renkli bir skala üzerinden baskı yapılıyor.
Bütün bunlar yeni yeni duyduğumuz, birçoğumuzun nasıl birşey olduğunu bile bilmediğimiz matbaacılıkta devrim olabilecek Dijital Baskı devrine girdiğimizi gösteriyor.
Dijital baskıda, geleneksel ofset baskıda kullandığımız iki vazgeçilmez unsurun, film ve kalıbın ortadan kaldırılması, bilgisayar ortamından direk kağıda -ofset boyalarıyla- yapılan bu baskı sistemi çok yakında hepimizin vazgeçemeyeceği bir teknoloji olacaktır.
Matbaacılık sektörü için gerçekten baş döndürücü bir olay...
Basılacak işin istenilen adette basılabilmesi, belli aralıklarla aynı işin belli yerlerinde değişiklik yapabilmesi, çok süratli ve kaliteli olması, bu yeni baskı tekniğinin önünün epey açık olduğunu gösteriyor. Baskı alanı olarak A4, A3, 50x70cm, 32x270 cm gibi ebatları mevcut.
Dijital baskının beraberinde getirdiği en güzel yeniliklerden biri ise; artık önlüklü matbaa ustalarının yerini, MacOS, Unix ve Windows sistemlerini çok iyi bilen insanlar alacak.

20 Mart 2008 Perşembe

Ofset Kalıpları

Ofset Kalıpları

Hazırlanan montaj folyeleri (Astrolonlar) ofset kalıp atölyesinde kalıp çekilmek üzere muhafaza edilir. Kopya edilecek olan ofset kalıplarının birçok çeşidi vardır.

1) Çinko Kalıplar: Kaba grenli olduğu için, ince tramlı, hassas kopyalar için elverişli değildir. Tire işler için daha uygundur. İnce tramlı işlerde noktalar kaba gren aralarında kalarak kırılır ve dolayısıyla kalite kaybı olur. Çinko kalıplarla ulaşılan tiraj, modern kalıplara oranla daha azdır. Çinko kalıplar, en eski metal kalıplardır. Çabuk okside olurlar. Bütün bu dezavantajları yanında çinko kalıplarının bazı iyi tarafları da vardır. Bunlarla baskı makinesinde ayar yapılırken bir miktar uzatılabilirler. Böylece küçük ayarsızlıklar düzeltilebilir. Ayrıca basılan kalıp yüzeyindeki resim silinip gren yapılarak yeniden kullanılabilir.
2) Alüminyum Kalıplar: Bu kalıpların, hafif olması ve üzerlerine ince gren yapılabilmesi, dolayısıyla hassas işlere uygun olması, çinko kalıplara rakip olması için etken olmuştur. Alüminyum kalıplar, az emaye ile hazırlanabildiği ve az hazne suyuna ihtiyaç gösterdiği için de avantajlıdır. Baskıda orijinal nokta değerlerine büyük ölçüde sadık kalırlar. Nokta büyümesine yol açmaz. Az boya ile net, keskin resim verir. Çinko kadar olmasa da bir kaç kez silinip yeniden grenlenebilir.
3) Çok Metalli Kalıplar: Çok metalli kalıplar iki veya üç değişik metal tabakanın birleşmiş şeklidir. Bu metal tabakaların, su ve boyaya olan reaksiyonları birbirleri ile zıttır. Boyayı kabul etmesi gereken yerlerde lâk yerine, bakır bulunur. Suyu tutması gereken yerler ise çelik, krom veya krom - çelik alaşımı ile kaplıdır. Çok metalli kalıplar yüksek tirajlı işlerin temiz ve boyaya doygun olarak basılabilmesine imkan verirler. Dezavantajları ise, teçhizat ve kalıp olarak pahalı olmaları, alüminyum kalıplara göre iki kat daha fazla zamanda hazırlanmaları ve tashih imkanının çok sınırlı olmasıdır. Bu kalıpların ayrı bir özellikleri de ancak bir defa kullanılabilmeleri, yani kullanıldıktan sonra silinip yeniden grenlenememeleridir.

a. Bi-Metal kalıplar: Bunlar bakır, demir karışımı veya pirinç boya alıcı özellikte bir taşıyıcı tabaka ve onun üzerinde de bir krom tabakasından oluşurlar. Krom tabakası suyu kabul eder, fakat boya almaz niteliktedir. Oksidasyonu önlemek için zamklamaya gerek duyulmaz. Örnek: Krause'nin Bio-M kalıbı.

b. Tri-Metal kalıplar: Bu kalıplarda teneke, çelik veya alüminyum taşıyıcı tabaka üzerinde bakır tabaka bulunur Bakırın üstünde de krom tabakası yer alır. Bu kalıpların Bi-metal kalıplarından farkı, taşıyıcı olarak ayrı bir metal plakanın kullanılmasıdır. Örnek: Krause Bio kalıbı, Schoemba firmasının eisentri kalıbı

Kopya Atölyesi Donanımı

Kopya Atölyesi Donanımı

Turnet: Bir kopya atölyesinde, emaye dökmek için turnet bulunur. Turnetin dikey, yatay ve yarı dikey olanları mevcuttur. Bunlar bir taşıyıcı taban üzerinde durur. Ana gövde paslanmaz nitelikte olmalıdır. Ana gövde içinde haç şeklinde "kalıp tutucu" vardır. Genellikle çift kapaklı ana gövdenin kapak içlerinde ısıtıcı resiztanslar yer alır. Ön veya yan tarafta kumanda tablosu bulunur. Burada devir sayacı, devir ayarlayıcı, termometre, fren tertibatı ve kalıp yıkamak için telefon duş tertibatı yer alır. Son yıllarda, turnetler değerlerini biraz yitirmişlerdir. Çünkü hazır emayeli kalıplar ve sürme kopya sistemi çok rağbet görmektedir.

Kontak Kopya Şasesi:
Dikey ve yatay çalışanları vardır. Hepsinin amacı, montaj astralonunun emayeli kalıp ile vakum altında pozlanmasını sağlamaktır. Vakum basıncının ayarlı olması, poz saatinin fotosel ile çalışması ışık kaynağının ksenon veya ark cinsinden yüksek Kelvinli olması ve kullanılan vakum camının yeterince kalın ve kristal cam olması yararlıdır. Kullanılan ışık kaynağı 3-5 kilovat gücünde olmalıdır ki, kalıp poz süresi çok uzamasın.

Açma Masası: Kalıbın banyo edilmesi için gereklidir. Masanın yan duvarları su sıçramasını önlemek için yüksek tutulur. Taban üzerinde plaka yerleştirilen kısımda bir ızgara bulunur. Yıkama işlemi telefon duş tertibatı ile yapılır. Akıtılan su ve banyo artıklarının kolay tahliye bilmesi için tahliye borusunun yeterli genişlikte olmasında yarar vardır. Bi-metal ve Tri-metal kalıplar için kullanılan açma masasında ayrıca zehirli gazların tahliyesi için tertibat mutlak gereklidir.

Diğerleri: Kalıp atölyesinde, saydığımız cihazlardan başka, kalıp abdek, laklama masaları, kurutma dolabı veya vantilatörü, muhafaza dolapları, montaj dolapları, ecza muhafaza dolapları bulunur. Ayrıca lastik rakleler, pamuk, spirto gibi temizlik malzemeleri, fırça, huni, tampon, mezür, filtre ve benzeri malzemeler kalıp atölyesinin tamamlayıcı malzemelerini teşkil eder.Kalıp atölyesini aydınlatan ışıkların sarı flüoresan olması gerekir. Temizliğe özellikle önem verilmelidir. Kalıp atölyesinde kaybedilen zaman baskı atölyesinden daima daha ucuza mal olur. Bu itibarla kalıp hazırlanırken titiz davranılmalıdır ki, baskıda herhangi bir pürüzle karşılaşılmasın.

Kalıp Hazırlama

Kalıp Hazırlama

Kalıp Kopyası İçin Kullanılan Orijinaller (Filmler)
Kalıp atölyesinde kopya için kullanılan orijinallerin % 98'i filmdir. Bu filmler lith karakterdedir, yani basılacak kısımlar simsiyah, basılmayacak kısımlar ise tamamen şeffaftır. Bunlar, tire veya tramlı olur. Siyah beyaz ya da renkli orijinallerden hazırlanır. Orijinal, negatif kalıp kopyası için negatif, pozitif kalıp kopyası için ise pozitif olmak zorundadır. Bu orijinaller reprodüksiyon atölyelerinde hazırlanır. Filmlerin hazırlanması, kamerada ilk çekim şeklinde olabilir veya kontakt kopya şasesinde çoğaltma yapılarak elde edilir. Pul, etiket ve ambalaj işlemlerinde olduğu gibi pek çok kopya gerekiyorsa, çoğaltma (repete) makinelerinde teksir yapılır. Yazılar, el dizgi veya sıcak dizgi ile dizilip bunlardan kâğıda baskı yapılarak elde edildiyse, kamerada filme alınır. Foto dizgi sistemi uygulanan matbaalarda ise, foto dizgi makinelerinden dizgi kâğıdı veya dizgi filmi, pozitif olarak çıkar. Tabaka ofset baskı makineleri için genellikle pozitif kalıp sistemi uygulanmaktadır. Bu sistem için uygulanan film montajı, çalışma kolaylığı sağlar. Pozitif rehberlerle daha kolay ayar yapılır. Hataların tespiti daha kolaydır. Ayrıca tramlı resimlerde renklerin üst üste oturtulması çok daha kolay olur. Negatif kalıpların baskıya dayanma gücü, albümin kopya sistemi uygulanırsa sınırlıdır. Albümin kopya ile en çok 10 bin baskı yapılabilir. Negatif kopya sistemi, ülkemizde sadece rotatif ofsetle baskı yapan gazete matbaalarında uygulanmaktadır. Ancak onlar sentetik emaye kullandıkları için kalıp 60 ila 100 bin baskıya dayanır. Kopya orijinallerinden beklenen nitelikler:
Kaliteli kopya orijinalleri, yani tire ve tramlı filmler, ışığı tam geçiren ve hiç geçirmeyen bölümlerden oluşmalıdır. Yarım ton filmler kalıp kopyası için kullanılmaz. Gerek çizgi ve yazılar, gerekse tram noktaları tam siyah olmalı ve hiç ışık geçirmemelidir. Ayrıca şeffaf olan yerlerde her hangi bir ton bulunmamalıdır. Çizgi ve nokta kenarları keskin hatlı veya halesiz olmalıdır. Diğer bir deyimle, tramlı bir noktanın tüm alanı aynı yoğunlukta olmalıdır. Ancak bu şekilde hazırlanan filmin tüm değerleri kalıba eksiksiz olarak kopya edilebilir. Potasyum ferri siyanür çözeltisi yedirilip küçültülen noktaların merkez ve kenarları eşit yoğunlukta olmaz. Bu durumda bunlardan kontakt yolu ile negatif-pozitif kopya yapılmalıdır. Aksi halde kalıpta değer kaybı olur. Foto dizgi yolu ile elde edilen yazıların yoğunlukları, iyi bir kopya için idealdir ve negatif-pozitif kontakt yapmaya gerek yoktur.

Dijital Baskı

Dijital baskı , Türkçesiyle Sayısal baskıda kalıp normalde kullanılmaz. Çünkü asıl amaç küçük tirajlı işleri ve değişken veri/bilginin basımını temel alır. Ancak DI(direct imaging) sistemleri bunun dışında kalır ki zaten DI makinelerde aslında konvansiyonel(yaygın olarak kullanılan, klasik sistem) ofset sistemlerinde kullanılan ve kalıbın makine üzerinden pozlanmasını sağlayan bir teknolojidir. Dolayı ile aslında sayısal bir baskı tekniği değildir.

Sayısal olabilmesi için;

-Verinin doğrudan bilgisayar üzerinden baskı makinesine gönderilmesi
-Kalıp yerine özel görüntü transfer sistemlerinin kullanılıyor olması

bana göre iki ana özelliktir. Bunun dışında tartışmaya açık yönlerde yok değil. Örneğin; riso(risograf) ismi verilen fotokopi makinesi gövdesine sahip ancak kağıt kalıp ile çalışan makinelerde mevcut

Man roland digital baskı sistemi

Giriş

Üretim stratejisini dünya çapındaki müşteri portföyünün talepleri doğrultusunda belirleyen MAN Roland, üretmiş olduğu dijital baskı makinaları ile müşterilerinin taleplerine hitap etmektedir. Bütün dünyada müşteri taleplerinin kısa tirajlı, çok renkli, format kısıtlaması olmayan işlere kaydığını gören MAN Roland Druckmaschinen AG'nin araştırma ye geliştirme departmanı, bu yöndeki talepleri karşılamak amacı ile 1995 yılından beri çalışmalarını sürdürüyor ve ürettiği dijital baskı makinalarmı ilk kez Drupa 2000 fuarında gösterdi. MAN Roland dijital baskı konusunda iki farklı çözüm üretmektedir: Birincisi "tek pozlama, çok baskı" diye adlandırılan DlCOweb, İkincisi ise "tek pozlama, tek baskı" sistemi ile çelışan DlCOpress ve DlCOpack'tir. MAN Roland'm ürettiği DlCOweb, dünyanın kalıp kullanmadan, tek pozlama ile çok baskı yapan ilk ve tek dijital baskı makinasıdır. Normal ofset boyaları kullanan ve bildiğimiz boya ve nemlendirme sistemine sahip olan DlCOweb bir lazer kafası vasıtasıyla kauçuk kazanını pozlandırır, kauçuk üzerinden baskıyı yapar, kauçuk kazanını yıkadıktan sonra da bir sonraki iş için tekrar pozlandırır. 52 cm genişliğinde bir bobinden çalışan DlCOweb, maksimum 63 cm uzunlukta baskı yapabilmekte, bobini tabakalamakta ve bir MBO katlama ünitesi vasıtasıyla da 8, 12 veya 16 sayfa A4 formalar çıkartabilecek kauçuk ve baskı kazanları ile donatılabilmektedir. Bu
kazanlar da 20 cm'ye kadar oynamalar yapmakta mümkündür. DlCOweb, her bir pozlama ile 30.000 adet baskı yapabilir. Bilgisayardan direkt olarak pozlanması sayesinde hiç bir zaman kaybı olmadan baskıya giren DlCOweb kısa hazırlık süreleri ve baskı kalitesi ile gerçek bir digital baskı makinası olarak bu alanda bir devrim yaratacaktır. DlCOweb'in geliştirilmesinin arkasında birbirine karşıt iki pazar eğilimi vardır: İlki, büyük miktarlarda yapılan üretimin optimizasyonudur. Örneğin gazeteler, kataloglar ve tüketici yayınları gibi ihtisaslaşmış alanlarda uzun dönemde optimal bir geri dönüşüm sağlamaktır. Burada geleneksel ofset baskının payı giderek artmaktadır, ikinci pazar eğilimi ise, kısa tirajlı renkli baskıdır. Burada endüstrinin özenle seçilmiş daha küçük hedef gruplarına hitap etme ve kişiselleştirilmiş ürünlere olan talebi arttırma isteği yatmaktadır. Tasarım ve önbaskı işlemlerinde, dijitalleşme, ihtiyaçları karşılamada çok yardımcı olmaktadır. Oysa şimdiye kadar kısa tirajlı renkli baskı işlemleri ekonomik olmamaktaydı. Pazarın bu bölümünde yüksek marjlar ortaya çıkmaktaydı. Son zamanların yükselen değerleri olan "Print On Demand - talebe göre baskı", "Just in Time - tam zamanında baskı" gibi kavramlar, yeni ve etkili çözümlere olan acil ihtiyacı göstermektedir. DlCOweb tüm bu kavramlara çözüm getiren bir konsept sunmaktadır.Baskı öncesi, baskı ve baskı sonrası aşamalarını birleştirerek,dijital ortamdaki bilgiyi gazete, kitap veya broşür şeklinde bitmiş işe dönüştürür. DlCOweb'in getirdiği en büyük yenilik makinanın içinde imajı yaratması, basması ve silmesidir. MAN Roland'ın rakipleri müşterilerine normal baskı kalıbının pozlandırıldığı makinalar önrmektedirler. Tabi bu durumda iş değişikliği yapılırken kalıplar makinadan çıkartılıp yerine yenileri takılmaktadır. Bu sistem kalıbın verimli kullanılması konusuna hiçbir çözüm getirmemekle birlikte, normal makina dizaynını destekleyici extra mekanik komponentlere de ihtiyaç duyulmasına sebep olmaktadır. Sonuçta, dijital sistemin doğal getirişi olarak beklenen, proseslerin elimine edilmesi, iş akışının kolaylaşması gibi unsurlar daha karmaşık olmuş şekilde karşımıza çıkmaktadır. DlCOweb konseptinin arkasındaki temel fikir, mekanik kalıp değiştirme zorluğundan kullanıcıyı tamamen kurtaracak, kalıbın (DlCOweb'de sleeve) makinanın içinde yıkanmak suretiyle temizlenip, yeni bir işe geçildiği bir sistem yaratmaktı.
POZLAMA

DlCOweb termal transfer teknolojisi ile pozlamayı gerçekleştirir. Sleeve yüzeyini direk olarak pozlandırmak için DlCOtape denilen bir transfer kaseti kullanılır. Bu kaset ısı transferine yarayan ince bir filmden oluşmaktadır. CreoScitex lazer kafası filmin üzerindeki polimer tabakasını sleeve'in yüzeyine geçirir. DlCOweb prosesi termal pozlama sistemi olarak CreoScitex firması tarafından geliştirilmiş SOUAREspot teknolojisini kullanmaktadır.SOUAREspot teknolojisi, mevcut termal pozlama prosesleriçerisinde en hızlı ve güvenilir olan sistemdir."Mükemmel lazer kafası" performansı pozlamanın çok hızlıyapıldığı anlamına gelir ve bu hız DlCOweb'in iş değiştirme sürelerini de çok kısaltır.SOUAREspot teknolojisi, piyasadaki mevcut tüm dijital sistemlerden daha yüksek bir rakam olan 3200 dpi rezülasyon ile çalışır. Bu da baskı kalitesinin ofset sistemi ile nasıl birebirörtüştüğünü açıklamaktadır. DlCOtape'in sağladığı transfer teknolojisi ile SOUAREspot teknolojisi birleştiğinde güvenilir bir pozlama gerçekleşmiş olur.DlCOweb performansının bu iki önemli
karakteristik özelliği konvansiyonel baskı kalıpları kullanılmaksızın ofset kalitesi alınmasına sebep olmaktadır. Formata göre, pozlama yaklaşık olarak 2 dakika sürmektedir.DlCOweb, bin ile onbin adet arası baskı kapasitesi ile diğer bütün baskı sistemlerinden açıkça daha uygun bir makina kavramıdır.Buna bir de değişik boyutlu iş alanlarının birleştirilmesinin yarattığı ekonomik esnekliği de eklemek gerekir ki, bu makina ile değişik boyutlu işler birleştirilerek ekonomik üretim sağlanmaktadır.Bu da bize istenilen miktarlarda üretim yapmanın yanı sıra gerçek operasyonel hesaplama imkanı da vermektedir.
FİKSLEŞTİRME ( SABİTLEME)

Baskı esnasında kalıcı olması için, lazer kafası ile sleeve'in yüzeyine transfer olmuş madde ısı ile sabitlenir. Böylelikle silindirin yüzeyi suyu kabul edebilecek duruma gelir. Bu işlem yaklaşık olarak 3 dakika sürer.
İMAJI SİLME (YIKAMA)

Baskı işlemi tamamlandıktan sonra mürekkep ve ısı transferini sağlayan madde (teypteki polimer) özel bir temizleme malzemesi ile arındırılır.Aynı anda kauçukta yıkanır.Silindir artık sadece 10 dakikalık bir iş değiştirme süresinin ardından yeni bir işe geçmek için hazırdır.
FORMAT DEĞİŞKENLİĞİ

Baskı ünitesi, DlCOweb'in ikinci büyük yeniliğidir. DlCOweb'in baskı silindirlerinin lineer hareket kabiliyeti sayesinde istenen istenen kalınlıkta baskı malzemesine (kağıt, karton, plastik, vs..)baskı yapabilmek mümkündür.Diğer bir değişle, bobine sarılabildikten sonra baskı yapılamayacak malzeme veya malzeme kalınlığı söz konusu değildir.Sleeve'in et kalınlığını arttırarak 20 cm'e kadar olan format değişikliğini yapmak mümkündür.20 cm'den daha fazla değişiklik yapmak içinse baskı silindirlerinin değiştirilmesi gerekir. DlCOweb, tamamen yeni bir anlayışla gelecekteki gelişmelerin kolayca entegre edilebileceği bir makina platformu olarak yapılmıştır. Bu platformda yazılım, kontrol, illüstrasyon teknolojisi alanları ile mekanik sistemler ayrılmaktadır. Böylece gelişmeler ve yeni versiyonlar tüm yapıyı bozmadan uygulanabilmektedir. Makinanın modüler tasarımı yeni parçaların hızlı ve kolayca eklenme ve değişimine olanak vermektedir. Esneklik sadece bugün değil, gelecekte de matbaalar için önemli bir çalışma esasıdır. Yeni ürünlerin kavranması ve küçük boyutlu işlerin ekonomik olarak üretimi mevcut pazar grupları için bir üstünlük sağlayacaktır. MAN Roland, geleneksel baskı makinası üreticileri arasında dijital baskı kavramını doğru anlayan ve uygulayan tek firmadır.DICO serisinin hiçbirinde film ve kalıp kullanılmamaktadır.Böylelikle; kalıp ve film maliyetleri elimine edilir ve iş değiştirme süreleri sıfır olur.MAN Roland dijital baskı çözümlerinin kısa-orta tirajlı (500-30.000 kopya) işler için kullanılmasını uygun görmektedir.Tek pozlama ile tek baskı yapan dijital baskı makinaları DlCOpress ve DlCOpack kişiseleştirilmiş ürünler elde etmek için çok uygun makinalardır.İki makinada toner ile çalışmaktadır.DlCOpress; bobinden çalışan bir dijital baskı makinasıdır. Ön-arka 4 renk baskı yapar. 80-250 g/m2 arası her türlü baskı malzemesi kullanılabilir. Bobin genişliği 320 mm ve 520 mm olmak üzere iki versiyonu vardır. Maksimum baskı uzunluğu 11 m'dir. Saatte 3900adet A4 basar. DlCOpack; bobinden baskı yapan dijital ambalaj makinasıdır.Bobin genişliği 320 mm olan versiyonunda 60-250g/m2, bobin genişliği 500 mm olan etiket basan versiyonunda 60-250g/m2, bobin genişliği 500 mm olan karton basan versiyonunda 60-300 g/m2 arası baskı malzemesi kullanılabilir. MAN Roland tüm dünyada olduğu gibi Türkiye piyasasında da ofset baskı ve web makinalarındaki geniş pazar payını, dijital baskı makinalarında da yakalayacağına inanmaktadır.

Matan'ın Yeni Sıcak Transfer Printerı: Spot36

Resim
Matan Termal Transfer ürün zincirine dördüncü printerını ekledi: Matan Spot Spot36. Bu yeni printer yön gösterme tabelaları, cam grafikleri, trafik işaretleri gibi hızlı bir şekilde üretilmesi gereken ve yüksek dayanıklılığa sahip 2 renkli baskı ile yapılan özel talepleri karşılamak amacı ile tasarlandı.

Yeni Matan Spot36, Matan Spring12 printer’ın kalitesi ve özelliklerinden daha geniş formatlı bir yapıya sahip. Yeni dayanıklı Kyocera baskı kafası ile hiç durmaksızın 80m2 baskı yapabiliyor. Matan Spot36, Matan Spring ile aynı endüstriyel tasarıma sahip, yani onunda high-tek bir görüntüsü var. 400X1200 çözünürlükte bir geçişte 2 renge kadar baskı yapabiliyor. Medya eni 930 mm’ye, baskı eni 924mm’ye kadar. Kayışlar bu makine için özel olarak tasarlandı ve özel trafik kırmızısı, mavi ve yeşil, parlak metalik altın ve gümüş rengi, asitlenmiş ve opak beyazı gibi geniş spektrumlu spotlar içeriyor.
Matan Spot36, reflektif trafik medyaları dahil bir çok medya üzerine baskı yapabiliyor. Matan’ın başkanı ve CEO’su Hanan Yosefi “Matan Spot36, yüksek dayanıklı, 2 renk uygulamalar yapan, uygun fiyatlı printer boşluğunu doldurdu. Özellikle dış mekanda yön ve trafik tabelaları, cam grafikleri uygulamalarına özel olarak tasarlandı” diye anlatıyor makineyi. Amerika’da halihazırda bir müşteriye kurulan makine FESPA Digital Printing Europe 2006 Fuarı’nda da Matan’ın standında tanıtılacak. Matan ayrıca Fespa 2006 Fuarı’nda Spring Pro 6 renk dijital etiketleme makinesini de tanıtacak.

CMYK olmasaydı...

CMYK olmasaydı...

Hayat bu denli renkli olmazdı!

Ya cyan olmasaydı?
Dünyanın adı mavi gezegen olmaz ve uzaydan da bu kadar güzel görünmezdi. Temiz denizlere mavi bayrak asılmazdı. Tatlıses, "Mavi mavi masmavi"yi söylemezdi. Mavi yazma tez solmazdı. Yeşil mavisini yitirince, kahrından sararıp solardı. Ormanlar, ağaçlar, otlar sarıya çalardı. Denizler mavi olmaz, dünyanın üçte ikisi renk değiştirirdi. Nazar boncukları bu kadar güzel olmaz, kem gözlerden korumazdı. Mavi yolculuk turları yapılmazdı. Ecevit gömleksiz kalırdı. Mavi Ay dizisi çekilmez, Bruce Wills bu kadar ünlü olmazdı. Kimse her önüne gelene mavi boncuk dağıtmazdı.


Ya magenta olmasaydı?
Al yanaklar solardı. Kırmızı gülün alı olmayınca, hergün ağlamanın da gereği kalmazdı. Gelincikler renk fukaralığı yaşardı. Güllerin yüzde sekseni ortadan kalkardı. Domatesin çekirdeği kırmızı olmazdı. Bayrakların çoğu değişirdi. Galatasaray o güzel renginden yoksun kalırdı. Boğalar sakinleşir, bu kadar kızgın olmazdı. Trafik ışıkları gelene gidene dur demezdi. Ne yaparsak yapalım, yüzümüz kızarmazdı. Reklam başlıklarının çoğu değişirdi. Kızılırmak nehri Karadeniz'e dökülmezdi. Japonya'nın bayrağı düz beyaz olurdu.


Ya sarı olmasaydı?
Sonbahar bu kadar hüzünlü olmazdı. Meyvelerin yüzde sekseni renksiz kalırdı. Sarı kurdele sarı olmaz, Safiye Ayla da bu kadar meşhur olmazdı. Papatyaların hali ahvali değişirdi. Gün doğumu ve batımları, renk öksüzü kalırdı. Günebakan tarlaları bu denli güzel olmazdı. Altın kesinlikle değer kaybederdi. Sarışınların hükmü sona erer, saç boyası üretimi ciddi şekilde düşerdi. Taksiler bu kadar kolay farkedilmezdi. Aptal sarışın lafı ortadan kalkardı. Civcivler sempatisini yitirirdi. Köy düğünlerinde sarı lira takma geleneği ortadan kalkardı.


Ya siyah olmasaydı?

Karakaşlı, kara gözlü sevgililer, kara sevdalar olmazdı. Sevdiklerimizle aramıza kara kedi girmezdi. Gece karanlık olmazdı. Kara kedi de uğursuz sayılmazdı. Karanlık ilişkiler kendine başka bir renk aramak zorunda kalırdı. Tencere dibin kara, seninki benden kara, deyimi başka bir hal alırdı. Kara bahtımız sil baştan değişirdi. Çeşm-i siyahımız belki gitmez, hep yanımızda kalırdı. Damatlıklar özgürleşirdi. Beşiktaş karakartal olmazdı. Renkler koyulaşmak için, kendine başka bir yol bulurdu


Hayatınıza renk gelsin!

Gramajlarına göre kağıtların kırım sayıları

90 gr En fazla 4 kez kırılabilir

90-170 gr En fazla 3 kez kırılabilir

170-240 gr En fazla 2 kez kırılabilir

240-400 gr En fazla 1 kez kırılabilir

Dosya Formatları

Masaüstü yayıncılıkta programlar bir birlerinden dosya alışverişinde bulunarak çalışırlar. Bir resmi veya vektörel çizimi oluşturduğumuz uygulama programından bağımsız hale getirip sayfa düzenleme programına yada vektörel programlara aktarmak için farklı bir formatta kaydetmemiz gerekir.

Bu formatların en çok kullanılanları JPG, PICT, TİFF, EPS'dir.

* PICT formatı bütün programların ortak kullandığı dosya formatıdır. Herhangi bir uygulama programına aktarıldığında resim bilgisi sayfaya dahil olur. Görüntü diskinizden silinse dahi baskı aracı sayfayı basarken PICT dosyasını aramaz.
Logo düzenleme ve yeniden oluşturma işlemleri sırasında PICT olarak kaydedilmiş görüntüyü, Illustrator ve FreeHand programlarına aktardığımızda, llustrator programı isteğe bağlı olarak dosya aç komutuyla görüntüyü açar ve sayfaya Template (yarı saydam/arka plan) olarak yapıştırır. Böylelikle bu görüntünün üzerinden vektörel olarak çizimimizi yapabiliriz.
FreeHand programı ise resim al komutuyla sayfa içine resim olarak aktarır, görüntüyü Template (yarı saydam/arka plan) yapmak için Layer paletinden background (arka plan)'ı seçerek vektörel olarak çizebiliriz. PICT ile sayfa üzerine yapıştırdığınız görüntüyü ancak sunum için kullanabilirsiniz. Masaüstü Laserlerde görüntü pürüzsüz çıkabilir ama baskı ortamına aktardığınızda görüntü kırıklaşıp fluğ bir hal alır. Sunum işiniz bittiğinde görüntüyü yeniden yüksek (HiRes) taratıp (304.8 Dpi) sayfa üzerine yerleştirmeniz gerekir.

* EPS formatı hemen hemen bütün çizim ve sayfa düzenleme programları tarafından desteklenir. Photoshop programında, döküman Bitmap modunda kaydedilirken Transparen Whites (Beyazları transparan yap) seçeneği işaretlenerek kaydelirse dosyada beyaz alanları şeffaf tanımlayabilmesidir. Renkli bir döküman EPS olarak kaydedilecekse olası baskı problemlerini önlemek için CMYK moduna geçirilmiş olmalıdır. Kaydederken karşınıza çıkan dialog kutusunda;
* Preview: EPS dosyanızı diğer programlarda kullanırken resmin nasıl göründüğüne dair bir öngörüntüdür. Bu sayede resmi istediğiniz kadraja yerleştirebilirsiniz. Bu menüdeki Macintosh seçeneği bütün programların kullanabileceği bir PICT öngörüntü oluşturur. Dosyanızın öngörüntüsünü TIFF seçerseniz bu dosyayı IBM uyumlu bilgisayarlarda da kullanabilirsiniz.
* Encoding: Bilgilerin dosya içinde ASCII yada Binary şeklinde saklanmasını isteyebilirsiniz. Binary kodlama ASCII'nin yarısı kadar yer tutar. Genellikle Binary kullanılır fakat bazı PostScript hatalarını resim dosyalarını ASCII kaydederek önlemeyi deneyebilirsiniz.
* Clipping Paths: Photoshop 4,0 versiyonunda görüntü dosyanız üzerinde dekupe etmek istediğiniz bölgeyi kapsayan path'i seçeceğiniz bölümdür. Photoshop 5,5 versiyonu, eğer kaydet komutunuzdan önce path penceresinden çizimi clipping etmişseniz otomatik olarak dekupe edilmiş görüntüyü dosya içine yazar.
* DCS1: CMYK olarak kaydedilmiş EPS dosyalar için geçerlidir. DCS yüksek çözümlemeli renk bilgisini içeren 4 adet (C,M,Y,K) dosya ve beşinci olarak sayfa düzenlemede kullanacağınız bir ana dosya oluşturur. Ana dosya 72 dpi bir öngörüntü dosyasıdır, 4 adet yüksek çözümlemeli dosya baskı sırasında kullanılır. Dikkat etmemiz gereken bir nokta, DCS'nin yarattığı sayfa düzenlemede kullanacağınız öngörüntü dosyasının ismini asla değiştirmeyin. Eğer değiştirirseniz dosyanız baskı sırasında yüksek çözümleme dosyaları bulamayacağından öngörüntü dosyasını (72 Dpi) basar.
Kaydetme sırasındaki seçeneklerinizin ilki, öngörüntünün nasıl olacağı, ikincisi dosya biçimi, üçüncüsü ise yüksek çözümleme dosyalarının sıkıştırma biçimi ile ilgilidir.
* DCS2: CMYK+Ekstra renkler için kullanılan dosya kayıt biçimidir. Resim üzerinde ekstra (Beta) kanal kullandığınızda dosyanız içindeki beşinci veya daha fazla renk kanallarını bastırmak için kullanacağınız format biçimidir.

EPS ayrıca vektörel programların (Illustrator ve FreeHand) sayfa düzenleme programlarına dosya aktarım formatıdır. Vektörel dosyalar eps formatında kaydedilmez ise sayfa düzenleme ve resim programları kendi dosya içlerine alamazlar. Örneğin Photoshop programı vektörel çizimli bir eps dosyasını restarize ederek (piksele çevirerek) kendi bünyesine alabilir. QuarkXpress programı EPS formatlı dosyaları bir öngörüntü (Preview) dosyası oluşturarak sayfa üzerine yapıştırır.

* TIFF formatı bilgisayarlar arası ortak bir dosya formatıdır. Tüm programlar tarafından desteklenir. Bu formatta kayıtlı dosyalar, herhangi bir uygulama programının sayfa içine alındığında görüntü ve zeminin renk değerlerini azaltma ve değiştirme olanağı verir.Örneğin farklı farklı renklerde kullanacağımız bir görüntü yada logoyu TIFF formatla kaydadip sayfaya yapıştırdığımızda renklerini değiştirebiliriz. Bu yolla her renk değişikliğinde onu yaratan uygulama programını açıp yeniden renk verip yeni dosyalar yaratmamış oluruz. Kayıt sırasında LWZ seceneği dosyayı sıkıştırarak kayıt edilmesini sağlar ancak, bu seçenekle kayıtlı dosyaları film baskı araçları desteklemez. Bu kayıt biçimiyle gönderdiğiniz dosyaları, film servisinize bildirirseniz doğacak sorunları baştan halletmiş olursunuz.

* JPG formatı, resim işleme programlarının yüksek Mb'lı dosyaları sıkıştırarak disk üzerinde kayıt edebileceğiniz bir formattır. Birçok film baskı araçları JPG formatını destekler ve baskı sırasında sıkıştırılmış dosyayı açarak basar. Ayrıca internet ile ilgili çalışmalar yapıyorsanız JPG formatı size GIF (internet üzerinde yaygın olarak kullanılan resim kayıt formatı) formatından daha kaliteli görüntüler sağlayacaktır.

Ofset baskı için prova baskı kriterleri

Ofset baskıda CMYK boyalar ile elde edilmesi teknolojik olarak mümkün olmayan renk tonlarını prova çıktısında müşteriye sunmak 'intihar' girişimi sayılır. Prova baskı, herhangi bir proje üretime girmeden önce onay alınması için ajans ve/veya müşteriye sunulan gerçek baskının simülasyonudur.

Prova baskı gerçek baskı üretiminin kriterlerine ne kadar uyumlu olursa, o derece başarıya ulaşmış ve meydana gelebilecek hatalar, yanlışlık ve eksiklikler ile renk uyumsuzluğu asgari düzeye indirgenmiş olur. Prova baskının en büyük amacı, gerçek baskının risklerini ortadan kaldırmaktır.
Prova baskı ile gerçek baskı üretim arasındaki farklılık ne kadar büyük olursa, risk oranı da aynı derecede yükselir ve projenin gerçekleşmesinde problem çıkma olasılığı artar. Bu sebeplerden dolayı, prova baskının çok iyi bilinmesi ve gerçek baskıya eşdeğer nitelikte uygunluğunun sağlanması gerekir.

Hiçbir düzenleme yapılmadan gelişigüzel bir inkjet renkli yazıcıdan alınacak çıktı, hiçbir zaman ve hiçbir koşulda 'Prova' niteliğini taşımaz. Bu tür sayfa baskıları ancak yazı ve grafik tasarım, yerleştirme tashihi için kullanılabilir. Bilhassa kritik ve önemli projelerde prova baskı ile gerçek üretim baskısı arasındaki teknik uyumluluk ve gerçek üretim kriterlerinin prova baskı ünitesi ile eşleştirilmesi büyük önem taşır.

Alıntı adresi;http://www.macline.com.tr/39.htm

Makalenin tamamı Macline Dergisinin Ocak 2005 39.sayısında yeralmaktadır. Ancak bu bir kaç paragraf bile prova baskının önemini anlatmaya yetiyor.

Kısaca Grafik Tasarım

Grafik tasarım bir mesajı iletmek için metnin ve görsellerin algilanabilir ve gorulebilir bir düzlemde organize edilmesidir. Baskı, ekran, hareketli film, animasyon, iç mimari, paketleme gibi bir çok ortamda uygulanabilir. Temel ilkeleri hizalama, denge, karşıtlık, vurgulama, hareket, örüntü, oran, yakınlık, tekrarlama, ritm, ve birlikdir. Grafik tasarımın tarihi İÖ 14,000'lerde yapılmış mağara resimlerine ve İÖ 4.yy'da yazinin baslamasina dayandırılabilir. Sonralari daha cok el yazmasi dini icerikli kitaplar ilk yayinlar olacaktir. Johann Gutenberg'in Avrupa'da 1450'lerde hareketli matbaa'yi icadı kitap yayginlasmaya baslamistir. O donemlerde entellektuel dusunce din etrafinda oldugundan ilk basilip dagitilmaya baslayan kitaplar dinsel kitaplardir. Basili yayinlar icin harf ve metin dizimi erken donem grafik tasarim pratikleridir.

Türkiye'de İbrahim Müteferrika ilk defa 14 Aralık 1727'de Müteferrika Matbaasını kurmuştur. Burada basılan kitaplar dünya kitap tarihine ve Osmanlı kültürü tarihine dair önemli bilgiler vermektedir. Bu matbaada 1729-1742 tarihleri arasında 16 kitap basılmıştır. 1729'da "Vankulu Lugati" Arapça harflerle ilk basılan kitaptır. Katip Çelebi'nin 1732'de basılan "Cihannuma"sı içinde harita ve çizimler vardır. J. B Holderman'ın "Grammaire Turque" kitabı 1730'da Osmanlı'da Latin alfabesini kullanan ilk baskı olmuştur. 1732 yılında basılan "Tarih-i Hind-i garbi" (Amerika'nin keşfi), Amerika hakkında Müslüman bir yazar tarafından yazılan ilk kitaptır, 13 tahta baskı içerir. 1891-1896 arasinda William Morris tasarladigi kitaplarla zamanina gore cok basarili grafik tasarim isler uretmistir. William Morris'in isleri grafik tasarim icin bir pazar oldugunu gostermistir. Bu donemler tasarimin sanattan ayrilmaya basladigi donemlerdir.

Birinci Dunya savaşı sonrasında 19.yy'un sanat ve tasarım görüşlerine tepki olarak yeni düşünceler oluşmaya başladı. 1919'da Almanya'nin Weimar şehrinde kurulan Bauhaus okulu sanat ve tasarım alanında bir çok yeniliğin öncüsü oldu.

19 Mart 2008 Çarşamba

baskı öncesi Trase

Trase

Trase (baskı taksimat kartonu): İlk rengin montajı için altlık olarak hizmet eder. Bu nedenle itina ile çizilmelidir. Trase, iyi bir bristol karton üzerine yapılır veya hazır olarak milimetrik kâğıda çizilir. Bu işlem için, alttan ışıklandırılmış, sabit demir cetvelli özel montaj masası kullanılır. Taksimat, basılacak işe ve işin forma sayısına göre yapılır.
Çizim sıralaması şöyledir: Temel çizgiler
1. Kâğıdın Ebadı
2. Baskı Başlangıcı
3. Sayfa Dağıtımı

Yardımcı çizgiler

1. Kesim
2. Metinli Sayfa
3. Ara Kesim
4. Sayfa Numara Yerleri
5. Rehberler
6. Forma Numara Yerleri
7. Kâğıt Ortasını Belirten Çizgi
Ayrıca makas payı, iş numarası, işveren firmanın adı ve renk sayısının da trase üzerinde belirtilmesi gerekir. Astralon ve benzeri folyeler trase üzerine montaj masasında şeffaf bantla sabitleştirilir. Astralon elektrikli olduğundan tozları mıknatıs gibi kendine çeker. Bu yüzden folyelerin tozlardan arındırılması gerekir. Temizleme işlemi esnasında daha önce var olan elektriklenme daha da artar. Antistatikum adı verilen bir madde bu problem ortadan kaldırmıştır. Temizlenen Astralon üzerine ilk renk monte edilir. Bunun üzerine ikinci rengin astralonu konur ve ikinci renk monte edilir. Diğer renklerin montajı da aynen yapılır. Astralon Kopyalar kullanım tarzlarına göre Kırmızı ve Mavi astralon kopya olarak ikiye ayrılır. Kırmızı astralon kopya tekrarı olan ince işlerde önem kazanır. Aynı zamanda Baskı Taksimat Kartonu vazifesini görür. Her rengin montajı için ayrı astralon kullanılır. Bunlar daha sonra tekrar kullanılmak üzere saklanabilir. Mavi astralon kopyada ise her renk için ayrı ayrı Montaj Taşıyıcısı kullanılmaz. Her renk kendi kopyasından sonra sökülür. Yani birinci renk monte edildikten sonra pozlandırılıp sökülür, diğer renklerde aynı işleme tabidir. Astralon kopyasında bütün renkler ve yazılar bir astrolon yani montaj folyesi üzerine monte edilir. Kalıp ve baskı ustalarına kontrol imkânı veren dikey ve yatay çizgili Rehberler yapıştırıldıktan sonra astrolon film makinesinde filme alınır. Daha sonra filmler, montaj masasına yerleştirilerek her renk ayrı olmak üzere montaj edilir. Montajlanan filmler, ayar hassasiyeti sağlandıktan sonra kalıba gönderilir. Ofsette montajlar, gazete montajları hariç, daima pozitif olarak yapılır. Ayrıca burada kullanılan filmlere mat yüzlerinden bakıldığından yazı ve resimler ters olmak zorundadır. Bu durum negatif montaj için de böyledir. Pozitif montajda renklerin hassas olarak üst üste oturması, negatif montaja göre daha kolaydır. Ne var ki negatif montajda film sarfiyatı daha azdır. Pozitif veya negatif montaja karar vermeden önce bu çalışmaların ekonomik yönü tartışılmalıdır. Gazeteler, film sarfiyatını azaltmak için negatif montaj sistemini seçmişlerdir. Filmler montaj taşıyıcısına, şeffaf bantla, iş olmayan kısımlardan yapıştırılır. Şayet iş üzerine şeffaf bant gelirse, ince çizgiler meydana gelir ve bu çizgiler de baskıda ortaya çıkar. Şeffaf bantla yapıştırmanın mümkün olmadığı işlerde ise özel yapıştırıcılar kullanılır. Özel yapıştırıcılar poza zarar vermezler.

baskı öncesi Tramlar

Tramlar

Tek renkli baskıda ara tonlar elde etmek için tramlardan yararlanılır. Tramlar, basılı malzemelere yakından bakıldığında ayırt edilebilen küçük noktacıklardır. Tramın temel işlevi; ara tonlu görsel unsurları, binlerce küçük noktacığın meydana getirdiği çizgisel (tire) görüntülere dönüştürmeleridir. Bu küçük noktacıkların seyrekleşip-sıklaşmasıyla optik olarak ara ton etkisi sağlanır.

Baskı teknolojisinde kullanılan tramlar iki grupta toplanırlar:
1) Cam Tramlar: Klasik cam tramların üzerinde düz çizgilerden oluşan ızgaraya benzer bir doku bulunur. Bu tramlar, kamera objektifi ile filmin arasına yerleştirilirler. Gri cam tramlar siyah - beyaz opak fotoğrafların tramlı negatiflerini elde etmek için kullanılır. Magenta cam tramlar ise yarım ton negatiflerin pozitif tramlanması için kullanılır. Bu tramlar Batı Alman Klimsch fabrikalarının üretimidir.
2) Film Kontakt Tramlar: Birbirlerini dama taşları gibi izleyen noktacıklardan meydana gelen kontakt tramlar, pozlandırma sırasında doğrudan film yüzeyine çakıştırılırlar. Gri kontakt tramlar hem siyah-beyaz, hem de renkli orijinallerden noktalamaya elverişlidir. Magenta tramlar ise yalnız siyah-beyaz orijinallerden veya yarım ton negatiflerden pozitif tramlama yapabilirler.

Oluşturdukları noktaların şekillerine göre tramlar:
1) Satranç tahtasındaki gibi kare nokta veren tramlar.
2) Elips şeklinde nokta veren tramlar
3) Respi tramlar(Normal noktaların arasında, çok küçük noktalar bulunur. Bu noktalar detayı zenginleştirir.)
4) Grafik tramları (Düz, gren, daire çizgisi ve tuğla benzeri desenler veren çoğunlukla grafik etkisi vermek için kullanılan tramlardır) Ara tonlu görsel unsurların tramlanıp pozlandırılması sonucunda elde edilen filme "yarım-ton negatif film" adı verilir. Tramlanarak basılan bütün görsel unsurlar ise "yarım-tonlu imgeler" olarak adlandırılırlar. Bütün tramlar, l inch (İngiltere ve Amerika'da kullanılan bir ölçü birimi) aralığında bulunan nokta sayısı ile ölçülür ve sınıflandırılırlar. Bu ölçüye "tram yoğunluğu" adı verilir. Tramlar, nokta sıklığına bağlı olarak farklı yoğunluklarda üretilmektedir. Baskı teknolojisinde en çok kullanılan tramlar kalından inceye doğru; 55, 65, 85, 100, 120, 133, 150, 175 ve 200 nokta/inch yoğunluğunda olanlarıdır. Tram yoğunluğu arttıkça yani noktalar küçülüp sıklaştıkça; yarım-ton imgelerdeki keskinlik ve ton zenginliği de artar. Örneğin, 55 nokta/inch yoğunluğundaki bir tramda inch-kare içine düşen nokta sayısı 3025 iken, 150 nokta/inch yoğunluğundaki bir tramda bu sayı 225.000'e çıkmaktadır. Ülkemizde ise tramlar santimetre başına düşen nokta sayısı ile ölçülür. Tram yoğunlukları ise; 22, 26, 34, 40, 48, 54 ve 60 nokta/santimetre olarak sıralanırlar. Tram yoğunluğunu saptamadaki en önemli etken, baskıda kullanılacak kâğıdın cinsi ve kalitesidir. Örneğin; iyi cins kuşe kâğıda basılan bir dergide 120, 133, 150 nokta/inch yoğunluğunda tramlar kullanılırken, düşük kalitede kâğıtlara sulu mürekkeple basılan günlük gazetelerde yer alan yarım ton imgeler en fazla 55 ile 65 nokta/inch yoğunluğunda tramlanabilirler. Tram noktacıkları büyüteçle incelendiğinde, seçilen tram yoğunluğunun baskıda nasıl sonuç verdiği izlenebilir. Alışılmış nokta biçimli tramların yanı sıra değişik görsel efektler yaratmak amacıyla çizgisel, çakıl-taşı ya da kum dokulu, dairesel ve dalgalı tramlar da üretilmektedir. Yarım tonlu(tramlanmış) imgeler, gerektiğinde fonlarından arındırılarak siluet biçiminde kullanılabilirler. Bu işleme Dekupaj adı verilmektedir. Bir cm'lik bir çizgi üzerindeki tram noktalarının sayısına tram çizgi sayısı denir. Seyrek noktalı tramlar, kaba ve mat yüzeyli kâğıtlara, sık çizgili yada noktalı tramlar ise parlak yüzeyli kâğıtlara baskı yapılırsa iyi netice alınır. 3. Hamur kâğıtlar için 24 - 26 - 30 - 36 'lık 2. Hamur kâğıtlar için 40 - 48 'lik 1. Hamur ve parlak kâğıtlar için 54 - 60 - 70 'lik tramlar baskı için idealdir. Kullanılan kâğıda uygun olmayan tram, resmin kalitesinin bozulmasına yol açar. Mesela 60'lık tram 3. hamur kâğıt için kullanılırsa, küçücük ve birbirine yakın mesafedeki noktalardan kâğıda geçen mürekkep kâğıt üzerinde yayılır ve baskı çamur gibi olur. Bu örneğin tersi de düşünülebilir. Kuşe kâğıda 30'luk tram kullanılırsa, noktalar gözle fark edilir. Resim yerine noktalar görülür, ince detaylar ise kaybolur.

baskı öncesi Revolta

Revolta

Kâğıdın, aynı kalıpta hem arka hem de ön yüzün baskısını yapma işlemine Revolta denir. Kağıdın bir yüzü basılır ve daha sonra aynı kağıt ve aynı kalıplar kullanılarak arka yüz baskıya geçirilir. Bu yöntem baskı ebadının büyük olduğu makinelerde, küçük, arkalı önlü ve yarım formalı işlerde kullanılır. Revolta, etek-makas ve poza olarak iki çeşittir. Etek-makas revolta da; kağıt önce makas tarafından baskıya girer, tüm kağıtlar basıldıktan sonra kağıt, etek tarafından çevrilerek baskı yapılır. Poza revolta da ise kağıt sağdan sola yada soldan sağa ve arkası çevrilerek baskı yapılır. Ayrıca Etek-Makas revolta da, etekten ve makastan bırakılacak boşluk eşit olmalıdır. Kâğıdın her iki tarafına baskı yapabilmek için kâğıdı çevirmek gerekir. Bu çevirme iki çeşittir:
1) Yanı Üzerine Çevirme (Revoltalı): En çok kullanılan çevirme şeklidir. Küçük ebatlı basılacak işin ön ve arka sayfaları kâğıdın bir yüzündedir. Yani kalıpta ön ve arka sayfalar bir aradadır. Kâğıdın her iki tarafı da basılacağından, bir tabaka ortadan kesilerek iki ayrı forma elde edilmiş olur. Ebadı biraz büyük olan işlerde önlü arkalı baskıdan sonra kâğıt ortadan kesilmez, yani tek forma şeklindedir. Yine bu çevirme usulünde kâğıdın çok düzgün dik açılı kesilmesi şarttır. Yanı üzerine çevirmede "Sayfa Kılavuzu" değişir, "Baskı Kılavuzu" değişmez.
2) Kıvırarak Öne Doğru Çevirmek (Etek/Makas): Bu çevirme şeklinde kâğıt öyle çevrilmelidir ki, "Kâğıt Kenarı" ve "Sayfa Kılavuzu" konumu değiştirmeden "Baskı Yan Kılavuzu" ile arka arkaya gelebilsin ve muntazam baskı yapabilmek için kâğıdın her iki geniş yüzü dik açıyla kesilebilsin.

baskı öncesi Reprodüksiyon Filmleri

Reprodüksiyon Filmleri

Reprodüksiyon atölyesinde kullanılan bütün cihazların asıl görevi, reprodüksiyon için film çekmek veya çekilen filmi kopya etmek, çoğaltmak ve kalıba uygun şekle getirmektir. Reprodüksiyon filmleri, üzerindeki kimyasal maddeler nedeniyle kâğıt ve mürekkebe oranla ışığa çok daha hassastır. Bu sebeple filmler karanlıkta veya hassas olmadıkları renkli ışık altında imal edilir ve kullanılırlar.

Renk Hassasiyetlerine Göre Filmler:
- Işığın her rengine hassas olan filmlere Pankromatik filmler,
- Işığın kırmızı dışındaki renklerine hassas olan filmlere Ortokromatik filmler,
- Işığın yalnız mavi rengine hassas olan filmlere de Blusensitif (maviye hassas) filmler denir.

Kullanım Alanlarına Göre Filmler
1) Tire ve Tramlı filmler: Bunlar, yazı gibi orijinallerden çekim yapmak, kontakt kopya almak ve yarım ton negatiflerden tramla noktalama yapmak için kullanılır ve bu tip filmlerin başlıca özelliği, tam siyah ve tam şeffaf çizgi ve nokta vermesidir. Siyah - beyaz işler için maviye hassas veya ortokromatik filmler kullanılır. Renkli işler içinse (Tire renkli veya direkt tramlama) pankromatik lith filmler kullanılır. Tire filmlerin reversal olanları da mevcuttur. Bunlarla çalışırken orijinal pozitif ise yine pozitif, orijinal negatif ise yine negatif sonuç elde edilir. Reversal filmler genellikle kontakt kopya ile çoğaltma yapmak için kullanılmakla birlikte, kamerada direkt çekim filmi olarak kullanılabilecek hassasiyette olanları da vardır.

2) Yarım ton filmler: a) Pankromatik yarım ton filmler
- Maske filmleri: Du pont CSPM 7Agfa-Gevaert V 113 PKodak Pan Masking Film siyah-beyaz maske filmleri, Kodak Trimask ve Agfa Geveart Multimask filmleri ise renkli maske filmleridir.
- Optik reprodüksiyon yarım ton renk ayırım filmleri: Du pont CCHS-7, CCMS-7 ve CCLS-7, Agfa - Geveart P 43 p, P33p ve P23p, Kodak Typ l ve Typ 2 filmleridir.
b) Ortokromatik Yarım ton Filmler: Siyah-beyaz orijinallerden yarım ton negatif çekmek için kullanılır. (Gevatone ortho 023)
3) Maviye Hassas Yarım ton Filmler: Siyah-beyaz orijinallerden yarım ton negatif çekmek, yarım ton negatiflerden özellikle tifdruk için yarım ton pozitif kontakt kopya yapmak için kullanılır. Gevatone N43p, N41p, N31p, Du pont cronar Commercial N, Kodak Commercial Film, Kodalio Film gibi.
4) Kontrastlığı Filtrelerle Değiştirilebilen Yarım Ton Filmler: Normal yarım ton filmler, banyonun konsantrasyonu(Yoğunluğu), sıcaklığı ve süresi ile sertleştirilir veya yumuşatılır. Bu filmlerin kontrastlığı ise sarı filtre pozu ile artar, mavi filtre pozu ile azalır. Bu filmler standart ve programlı çalışmaya imkan verir. Du pont CCV film, Gevaert Gevarex Go 210p, Go 230p Typon Rototyp FRV filmleri gibi.
5) Scanner Yarım Ton Filmleri: Çok kısa pozdan etkilenen, ince grenli yarım ton filmlerdir. Tifdruk için direkt olarak kullanılabilir. Ofset ve tipo için ise negatif olarak hazırlanır, kamera ve agrandizörde tramlanırlar. Dupont CCSF-7,Agfa-Gevaert Gevascan G 230p, Kodak Ortho Scanner, Typon Rototyp FRS filmleri gibi.

Kopya Edilecek Filmler ve Özellikleri
Kopya edilecek bütün filmler pozlandırma esnasında, yani "Resmin" plâkaya transferinde, "Şablon" vazifesini görürler. Filmde "İş" olan kısımlar, pozlandırmadan, "Açma" ve "Yedirme" banyolarından sonra çözülüp atılacağından, pozlandırma anında ışık geçirmemelidir. Bu nedenle, "İş" olan kısımlar tamamen ışığa karşı kapalı olmalıdır. Bunun yanı sıra " İş " olmayan kısımlar da cam gibi şeffaf olmalı ve ışığa hassas tabaka pozlandırma esnasında iyice sertleşmelidir. "İş" olmayan kısımlar ne kadar ışığı iyi geçirmeli ise "İş" olan kısımlar da o kadar iyi kapatmalıdır. Sadece, iyi hazırlanmış filmler, en iyi şekilde plâkaya transfer edilirler. Gerçekte de hiçbir kopya tekniği yoktur ki, kötü hazırlanmış filmlerden, en iyi neticeyi alsın. Kopya edilecek filmleri Negatif ve Pozitif olarak sınıflandırabiliriz. Bunlar, fotoğraf yoluyla, çizim veya basılmış olarak elimize gelir.
Şayet hatalara meydan verilmek istenmiyorsa, genellikle bütün filmlerde şart koşulacak durumlar şunlardır:
1 - Film ise mat olan yani pozlandırılmış gümüş tabakanın olması.
2 - Çizim ise çizilen kısmın Kopya tabakası ile kontak halde olması. Hatalar, parçalanan ışık şuaları tarafından meydana gelir ve bu hatalar en iyi ışık kaynağında dahi olur. Bu parçalanan ışık şuaları gölgelere sebebiyet verir. Bu gölgeler, Negatif kopyada, çizimi veya resmi daha dolgun ve koyu gösterir. Pozitif kopyada ise iş kısımları daha sivrileşir ve aydınlanır yani grileşir. Bu nedenle, çok ince "Çizim" ve "Tramlı" işlerde bilhassa arzu edilmeyen ton farkları meydana gelir.
Bu ton farklarının derecesi:
a - Filmin kalınlığına
b - Astralon ve diğer çeşitlerine
c - Plâka üzerindeki emayenin kalınlığına bağlıdır.
Film ile emaye arasındaki taşıyıcı(Astralon ve emaye) ne kadar ince olursa, o kadar az hata olur. Şayet, filmle (mat olan kısım) ince dökülmüş emaye üst üste getirilirse en iyi kopya işlemi yapılmış olur. Ofset baskıda, Negatif ve Pozitif filmlere emaye kalınlığını nispeten az tutabilmek için, çok iyi grenlenmiş plâkalara ihtiyaç vardır.

1) Negatif Filmler
Bu filmler genellikle "direkt" veya "kontak" kopya yoluyla elde edilen "fotoğraf plâkaları" ve "filmler" den ibarettir. Elle yapılan negatiflere çok az rastlanır. Zira bu çeşit negatifler yerine, pozitifleri tercih edilmelidir. Elle yapılan negatifler sadece "kartografi"de düzey gravürü yapılarak elde edilir. Gravür, ışık geçirmeyen tabakası olan cam veya astralon üzerine, özel gravür uçları ile yapılır.
Tramlı Negatifler: Bu filmler direkt olarak tramlanır. Retuşörlere kolaylık olsun diye muhtelif pozlandırmalarla yedirmeye dayanıklı "Noktalar" elde edilir. Bu noktalar, "Zayıflandırma ve Kuvvetlendirme" banyoları ile istenilen büyüklük veya küçüklüğe getirilir.

2) Pozitif Filmler
Pozitif filmlerden "İş" olan kısımların çok iyi şekilde kapalı, diğer kısımlarında tamamen cam gibi şeffaf olması istenir. Pozitif kopya için daima pozitif filmler kullanılır.
Tramlı Pozitifler: Bu filmler kopya için gerekli olan keskin sınırlı ve iyi kapatılmış noktalara sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra noktaları iyi kapatılmamış filmlerde vardır. Bu çeşit filmleri, mikroskop ile incelediğimizde noktalar kalemle yapılmış gibidir.
Yazı Pozitifleri: Ofset kopya tekniği için çeşitli şekilde elde edilirler. İnce beyaz kâğıtlar üzerine yazı metinleri, temiz şekilde basılır. Bu işler için boya firmalarının "Özel Boyaları" kullanılır. Gaye çok iyi kapatılmış temiz orijinal hazırlamaktır. Kapatıcı siyahlığı elde edebilmek için "Grafit" ve "Bronz Tozu" kullanılır. Bu şekilde hazırlanmış orijinallerden "Yazı Pozitifleri" meydana gelir.
Yazı Makinesi Pozitifleri: En iyi şekilde elektrikli yazı makineleri ile "Özel Kâğıtlara" yazılan ve bunlardan elde edilen pozitiflerdir. Bu kâğıtlardan ilk önce negatif alınır ve negatiflerden kontak yoluyla pozitifler elde edilir.
Foto Dizgi Pozitifleri: Ofset kopya tekniği için ideal "Yazı Pozitifleri" bu teknikle elde edilir. Çeşitli Foto Dizgi makineleri vardır. Bunlardan Interteyp Fotosetter, Monoteyp, Işık dizgi makinesi, Hadergo ve IBM dizgi makineleri önde gelenlerdendir.
Karakalem ve Mum Kalem Pozitifleri: Şeffaf zemin üzerine kurala uygun şekilde, çizim veya resim yapılır. Daha sonra pozitifi alınır ve kullanılır.

baskı öncesi Reprodüksiyon

Reprodüksiyon

Reprodüksiyon, baskı yoluyla çoğaltılması istenilen orijinallerden kalıp hazırlanmaya uygun nitelikteki filmlerin meydana getirilmesi demektir. Filmler uygulanan baskı sistemine göre, değişik tarzlarda hazırlanır. Baskı sistemlerinde iyi bir baskı için temel şart, iyi bir orijinale sahip olmaktır.

Orijinaller
Reprodüksiyon fotoğrafçısının kamera, agrandizör veya kontak şasede çekim yaptığı esas fotoğrafa Orijinal denir. Bu fotoğraf, Yarım ton-Tire, Tek renkli-Çok renkli, Opak-Şeffaf, Negatif-Pozitif olabilir. Bütün bu orijinallerin mutlaka çift boyutlu olması gerekir, yani eni ve boyu olmalı fakat derinliği olmamalıdır. Derinliği olan eşyalar söz konusu olursa bunların renkli veya siyah beyaz fotoğrafı çekilir. Çekilen bu fotoğraflar Orijinal olarak kullanılır.

Tire orijinaller:
Tire orijinaller çizgi, yazı, düz alan veya geometrik şekillerden oluşur. Bunlar yalnızca tam kapalı (Siyah veya renkli) ve tam açık (Beyaz veya şeffaf) olmak üzere iki tondan oluşurlar. El yazıları, dizgi yazıları tahta veya linol oymaları, gravürler ve benzeri çizimler bu sınıfa dahildirler.

Yarım ton orijinaller:
Siyah, koyu bir renkten beyaza kadar çok çeşitli renk ve gri tonların yer aldığı orijinallere yarım ton orijinal denir. Kara kalem veya yağlı boya çalışması, suluboya, yağlı boya tablolar, siyah beyaz veya renkli fotoğraflar gibi üzerinde çeşitli tonlar bulunan orijinaller bu sınıfa dahildir. Kaba tramlı fotoğrafları (gazete kupürleri gibi) doğrudan doğruya veya tram kullanmadan çekebiliriz. Bu durumda elimizdeki orijinallere tire orijinal diyebiliriz. Fotoğraf ince tramlı ise, onu çekerken tram kullanmamız gerekir. Bu durumda çekimi yapılacak olan ince tramlı orijinali yarım ton orijinal olarak kabul etmek gerekir. Ayrıca hangi teknik ve malzemeden yararlanılacağı ancak Orijinallerin değerlendirilmesi sonunda belirlenir. Sert bir orijinal için başka, yumuşak orijinal için başka film veya banyo kullanılır. Örneğin sararmış bir fotoğraf için, maviye duyarlı film kullanılmaz. Orijinal, koyu tonlu ise pozu arttırmak gerekir. Orijinalin kontrastlık farkı yüksekse, yani en koyu tonu ile en açık tonu arasındaki fark büyükse esas poza ilaveten yardımcı poz verilmesi gerekir. Orijinaller çoğunlukla aynı ebatta kullanılmazlar. Küçültüp büyültülürler. Ancak çok büyültmelerde netlik kaybı olur ve resim grenli olur. Çok küçültmelerde ise ayrıntılar kaybolur. Özellikle ince tire çizgiler kaybolur ve kırılır. Bütün bunları dikkate alarak orijinallerin boyutlarını ona göre hesaplamak ve hazırlamak gerekir. Orijinallerin büyültme ve küçültme ölçüleri (%) ile belirtilir. İki kere büyüme % 200, yarı yarıya küçültme ise % 50 olarak belirtilir. Resmin eni yüzde kaç değişirse, boyu da aynı yüzde miktarınca değişir. Bir resmin eni % 50 küçültülürken, boyu aynı kalmaz veya % 25 küçülmez. Orantı, daima her iki boyut için aynı kalır. Bulanık (Flu), çarpık, lekeli resimleri reprodüksiyon için kullanmamak gerekir. Bunları rötüşle düzeltmeye çalışmak hem çok zaman alır, hem de baskı sonucu hayal kırıklığı yaratır. Siyah-beyaz fotoğraflar mat karta basılır ise ayrıntılar iyi belirmez ve parlak kartlar parlama yapabilir. Bunu önlemek için direkt ışık kullanılır veya üzeri vazelinlenir. Ayrıca renkli dia pozitiflerin kontrastlığı yeterli olmalı ve renk sapmaları olmamalıdır. Dia pozitifler su lekeli veya kirli ise, çekimden önce temiz su ile yıkanıp kurutularak temizlenmelidirler. İpek karta basılmış siyah-beyaz veya renkli fotoğraflar kesinlikle reprodüksiyona uygun değildir.

Repdodüksiyon Cihazları
Reprodüksiyon cihazlarının matbaacılıktaki yeri çok önemlidir. Çünkü her baskı sisteminin bir reprodüksiyon atölyesine ihtiyacı vardır. Reprodüksiyon cihazlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Çekim Cihazları
Reprodüksiyon atölyesine gelen her türlü opak veya şeffaf orijinaller, tire tramlı veya yarım ton olarak çekim cihazlarında çekilir. Bu cihazlar, kamera, agrandizör, kontak kopya şaseleri, veya elektronik scanner cihazları olabilir.
a) Kameralar: Reprodüksiyon kameraları bilinen amatör fotoğraf makinelerine benzerler. Fakat en belirgin farklılıkları repro kameralarının daha büyük olmalarıdır. Diğer bir farklılık ise, repro kameralarının çift boyutlu orijinallerden resim çekmeleridir. Reprodüksiyon kameraları 1930'lu yıllara kadar tahtadan yapılırdı. Bu kameralar halen bazı klişe hânelerde kullanılmakla birlikte, yerlerini büyük ölçüde modern kameralara bırakmışlardır.
Kamera parçaları Orijinal şasesi: Çerçeve şeklinde bir dökümdür ve alt tablası vakum lastiği ile kaplıdır. Çerçeve içinde kristal cam bulunur. Çekimi yapılacak orijinal, lastikle cam arasına sıkıştırılır ve mevcut hava vakum motoru vasıtasıyla tahliye edilir. Böylece orijinalin, vakum lastiği ile kristal cam arasında düz durması sağlanmış olur.
Işıklandırma tertibatı: Orijinalin aydınlatılması için eskiden ark kömüründen yararlanılırdı. Ark ışığı gün ışığına yakın 5-6 bin Kelvinlik ışık vermekle birlikte yanan kömürler araları açıldıkça ışık kalitesi bozulur. Bu yüzden ark yerine ark ışığı kalitesinde ışık veren Xenon (Ksenon) ışık tercih edilmektedir.
Körük: Objektif ile filmin bulunduğu şase arasındaki irtibatı körük sağlar. Körüğün kesinlikle ışık kaçırmaması gerekir. Körük ışık kaçırırsa çekilen resim detaysız ve dolayısıyla bozuk olur.
Görüntü Camı: Resim görüntüsünün net olarak sağlandığı, karanlık odada bulunan kamera bölümüdür. Buzlu cam veya mat cam da denir. Resim netleştirilmesi ve ölçüsünün tespiti için kullanılır.
Cam tram tertibatı: Basit kamera modellerinde cam tram, fotoğrafçı tarafından yerleştirilir. Modern ve elektronik kumandalı kameralarda ise cam tram, ilgili düğmeye basmakla görüntü alanına gelir. Kullanıldıktan sonra yine düğmeye basılarak yerine gönderilir.
Sehpa: Kamerayı taşımak için kullanılır. Üzerinde dişli bant vardır. Bu dişli bant üzerinde orijinal şasesi ve körük, ileri geri hareket ederek resim büyültülür veya küçültülür. Kameranın küçültme kapasitesi kullanılan objektifin odak uzaklığı ile birlikte, bir ölçüde sehpanın uzunluğuna bağlıdır.
Objektifler: Her kamerada mutlaka bir veya daha fazla objektif bulunur. Objektifler, orijinalden gelen ışınlan toplar ve film yüzeyine net olarak düşmelerini sağlarlar. Resmi büyültüp küçültürler.
Vakumlu şase: Üzerinde hava delikleri bulunan metal bir plakadır. Üzerine film yerleştirilir. Film vakum şasesinde şase üstünde durur.
Kumanda tablosu: Vakumlu şasenin alt bölmesi üzerinde bir dizi halinde bulunur. Modern elektronik kameralarda ise kumanda tablosu, ayrı bir ünite olarak yekpare bir dolap içinde kameranın vakumlu şasesine yakın bir yerde durur. Netleştirme, ebat ayarlama, pozlandırma, diyafram ayarı gibi işlemler yapan kumanda elemanları bu kutu üzerinde yer alır. Kameraları yatay (Horizontal), dikey (Vertical) ve üniversal (Karanlık oda kamerası) olmak üzere üçe ayırabiliriz:
Yatay kameralarda orijinal şasesi, objektif, körük ve görüntü camı peş peşe ve yatay olarak dizilmiştir. Görüntüyü oluşturan ışın, yatay olarak hareket eder. Yatay kameraların, karanlık oda tipleri artık imal edilmemektedir. Çoğunlukla orijinal şasesi, objektifi ve körüğü aydınlık odada, diğer kısımları karanlık odada bulunan tipleri olduğu gibi, tamamı aydınlık odada bulunan yatay kameralar da vardır. Aydınlık oda kameralarının vakumlu şase bölümü tamamen kapalıdır. Yatay kameralar, diğer kamera çeşitlerine göre daha fazla büyültme ve küçültme kapasitesine sahiptir. Orijinal ve film şasesi diğer kamera tiplerine oranla çok daha büyük olabilir. Dikey kameraların parçaları yatay kameralarla aynıdır. Fakat orijinal şasesi yukarı aşağı, yani dikey olarak hareket eder. Ayrıca objektifi sabittir ve yatay kameralarda olduğu gibi hareket etmez. Resim büyültürken, orijinal şasesi objektife doğru yaklaşır. Küçültmelerde ise objektiften uzaklaşır. Orijinali aydınlatan ışık kaynakları, orijinal şasesinin üzerinde bulunur. Üniversal kameralar kontak kopya şasesine benzeyen, kutu biçiminde, tamamı karanlık odada bulunan kameralardır. Orijinal ve film şaseleri ortalama 50x60 cm civarındadır. Genellikle siyah-beyaz resimler için imâl edilmişlerdir. Üniversal kameraların en önemli avantajları, küçük olup az yer kaplamaları, kolay kullanılmaları ve seri iş yapmalarıdır.

b) Agrandizör:
Agrandizör, kelime olarak, "Büyülten" anlamına gelir. Kameralara oranla daha çok büyültme imkânına sahiptirler. Cinslerine göre 10-20 kat büyültme yapabilirler. Bazıları ise yarı yarıya veya 1/4 oranında küçültme imkânına sahiptir. Agrandizörler, aslında amatör kameraları ile çekilen negatiflerden kâğıda fotoğraf baskısı yapmak için yapılmıştır. Fakat şeffaf negatif veya dia pozitiflerden çekim yapmak için de kullanılmaktadırlar. Genellikle kameralarda çekilen opak orijinaller, özel ışık tertibatlı agrandizörler tarafından da çekilebilir. Bu durumda film şasesine Dia pozitif veya negatif, orijinal şasesine ise ham film konur. Agrandizörlerin orijinal şaseleri kameralara oranla bir hayli küçüktür. Bu yüzden agrandizörlerde opak çalışma pek verimli olmaz. Agrandizörler dikey çalışır. Işık kaynağı, körük, objektif ve film şasesi yukarıdan aşağı doğru peş peşe dizilir. Cihaz bir sehpa üzerinde durur. Kumanda tablosu makine üstünde veya ayrı bir kutu üstünde yerleşik olarak bulunabilir. Otomatik olarak çalışan agrandizörler dia pozitiften, direkt olarak renklere ayrılmış tramlı negatifler hazırlayabilirler.

c) Kontak kopya şasesi:
Bu cihazlar genellikle 1:1 ölçüsünde çalışırlar. Kutu veya dolap görünümündedirler ve içte, yere yakın kısımda ışık kaynağı bulunur. Üstte kristal cam vardır. Cam üzerine yerleştirilen şeffaf orijinal (Dia pozitif veya negatif) ve ham film üst üste çakıştırılır. Pozlandırma cam ile lastik arasındaki hava boşaltılarak vakum altında yapılır.

Kontak kopya şasesinin görevleri:
1) Yarım ton negatiften pozitif veya pozitiften negatif kopya yapımı
2) Yarım ton negatiften kontak tram ile tramlı pozitif yapımı
3) Çeşitli maske kopyaları
4) 1:1 ölçüsünde renk ayırımı çalışmaları (Dia pozitiften)
5) Çeşitli kâğıt kopyaları
6) Teksir kopyaları
7) Kalıp veya pigment kâğıdı kopyaları

İyi bir kontak kopya cihazında bulunması gereken parçalar
1) Vakum tertibatı ve göstergesi
2) Hassas poz saati
3) Asgari 100 vatlık kademesiz ayarlı bir döner nokta ışığı
4) Yaygın ışık için kademesiz ayarlı opal lambalar
5) Kırmızı ve yeşil emniyet ışıkları
6) Nokta ışığını üst camın her yerine eşit dağıtan ince kenarlı mercek
7) Kristal üst cam
8) Otomatik olarak dönen filtre diski
9) Nokta ışığı obtüratörü(Perdesi)

d) Renk ayırma cihazları: Ara tonlu ve çok renkli imgelerin röprodüksiyonundaki ilk basamak, renk ayrımıdır. Terimden de anlaşılacağı gibi, renk ayırımı; imgeyi sarı, magenta, cyan ve siyah olmak üzere dört standart renge bölme işlemidir.